4 entry daha
  • ilahi-türkü arası bir forma sahiptir. sözleri yunusca'dır, türkçe'dir.

    yunus gibi bilgeler bir sözü birden çok anlamıyla kullanabilirler. bir şiiri de birden fazla anlama taşıyabilirler.
    bunu türkler'in - hacı bektaş ı veli hazretleri'nin -"elini, belini, dilini koru" düsturunun iki farklı manası ile de destekleyebiliriz. burada "haram yemekten, uçkur sevdasından, kem sözden sakın" çıkarımı yapılabilirken kelime manaları ile "vatanını, sınırını, lisanını koru" çıkarımı da yapılabiliyor.

    yunus emre hazretleri bu şiirde tasavvuf diliyle bir anlatım yapıyor fakat çeşitli semboller-kapalı anlatımlar ile anadolu'nun türkler ile dolup taşmasını anlatıyor sanki bir yandan da.

    tasavvufî anlatımı açıklamak bana düşmez, hoş bu da bana düşmez ama dilim döndüğünce bir şeyler yazayım dedim.

    "haktan gelen şerbeti içtik elhamdülillah" derken belki de kuta bir gönderme yapıyor.

    "şol kudret denizini geçtik elhamdülillah, şol karşıki dağları meşeleri bağları" derken belki de hazar denizi'ni, anadolu'ya varan kara parçasını kastediyor.

    "sağlık safalık ile aştık elhamdülillah" derken belki de mağlup olmadan ilerleyişi anlatıyor.

    "kuru idik yaş olduk kanatlandık kuş olduk" ile nüfusun çoğalması, kısa sürede anadolu'yu baştan başa yürümek kastediliyor olabilir. unutmayalım ki 1071 malazgirt-1085 antakya-1092 iznik ila ahir..bu kısa sürede böylesine hızlı ilerleme tarihte pek sık rastlayacağımız bir şey değil. bir de "kuş olduk" derken "dona girmek" mevzuunu da görmezden gelemeyiz. horasan erenleri'nde önemli bir olaydır bu. detay için (bkz: #13072878)
    bazı versiyonlarda burada "ayak idik baş olduk" deniliyor. bu mısra da türkmenler'in diğer kavimleri hakimiyet altına alması kastediliyor olabilir.

    "birbirimize eş olduk uçtuk elhamdülillah" derken yine yunus'un "sen sana ne sanırsan ayruğa da onu san" sözleri aklımıza gelebilir. eş demek aynı demek. burada türkler'in diğer etnik gruplara kendilerine baktıkları gözle baktıkları mı anlatılıyor ki acaba ? ya da farklı boylardan gelen türkler'in eş olup beraberce mi kuş oldukları söyleniyor ?

    "vardığımız illere şol safa gönüllere, halka tapduk manası saçtık elhamdülillah" yunus gönüller yapmaya giderken bir milletin gönlünü de götürüyordu yanında.

    "beri gel barışalım yad isen bilişelim" ile "düşmanlık kılıç kına girince biter" , "gelin tanış olalım işi kolay kılalım" diyordur belki.

    "atımız eğerlendi estik elhamdülillah" derken türkler'in en değerli varlıklarından biri geçiyor bu mısrada; "at". at türkler'de çok önemli bir yere sahiptir. tabi atın eğerlenmesi bir yere gidileceği anlamına geliyor, eğerli atla esmek de yine yukarıda paylaştığım kısa sürede uzun yol almak, fethetmek manasına gelebilir.

    "indik rum'da kışladık çok hayır şer işledik" anadolu'nun artık yurt olduğunu, sahipliğinin alındığını, iyisiyle kötüsüyle işler yapıldığını; "uş bahar geldi geçti göçtük elhamdülillah" ile kışlaktan yaylağa geçilerek konar göçerliğin devam ettiğini işaret ediliyor olabilir.

    "dirildik pınar olduk irkildik ırmak olduk, artık denize dolduk taştık elhamdülillah" ile nüfusun gün be gün artması, fetihler yapıldıkça yeni türkmenler'in de asya'dan bu tarafa göç etmesi sembolize ediliyor sanki. diri demek yalnızca biyolojik olarak canlı olan demek değildir; dik, hazır ve nazır demektir. irkilmek de birikmektir.

    "taptuk'un tapusuna kul olduk kapusuna, yunus miskin çiğ idik piştik elhamdulillah" derken türkmen kocası yunus acaba türkler'in erenlerin öğütleri ile bir millet haline geldiğini söylüyor olabilir mi ?

    zırva tevil götürmez diye bir laf vardır. burada olsa olsa ancak benim tevillerim zırva olur. yunus'un sözleri mübarektir elhamdülillah.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap