6 entry daha
  • en temizinden bir adet sahip olduğum. zamanla alışıyor insan. ben öyle umutsuz bi vakayım ki yeni tanıştığım insanlar bile hızla kabulleniyorlar bu durumumu. örnekleyelim;

    - her zaman bi yerimde mutlaka bir morluk, bi kesik, hiç olmadı bir kızarıklık bulunur.
    - babam yanımda sürekli yara bandı bulunmasını sağlar. üç-dört ayda bir eve gittiğimde üç adet yara bandı verip cüzdanımda eskilerden kalmışsa değiştirmemi ister. haftada bir aynı şeyi telefonla yapar.
    - diyelim ki mutfaktayım, salondakiler bir gümbürtü duyuyorlar. ilk soru ''bi yerine bi şey oldu mu?'' olur. cevap hayırsa kimse yerinden kıpırdamaz.
    - sakarlığım üzerine şakalar komiklikler eksik olmaz. en son eve gittiğimde mutfak tezgahının üzerinde açılmamış bir paket gördüm. bardaklar vardı içinde. sordum, babam hemen atladı, ''bizim bardakları kırma diye ucuzundan aldım bugün, bunları kullan gidene kadar.'' üşenmemiş, gitmiş bardak almış, onları tezgaha koydurmuş, sormamı bekliyor adam. ben de sanıyorum ki özledi de peşimde gezinip duruyor. her şey o bardakların orda ne işi olduğunu soruncaya kadarmış.
    - hep uyarılar alırım. ''bak o bardağı oraya koydun ama çarpıp düşüreceksin şimdi.'', ''önüne bak.'' , ''bırak ben doğrarım onları.'', vs...

    hiç buna gıcık olana rastlamadım yalnız. insanların sakarlığa toleransı kayda değer seviyede. araştırılsın bence.
25 entry daha
hesabın var mı? giriş yap