26 entry daha
  • gözlem ve tecrübelerime dayanarak sunacağım tavsiyelerdir.

    işbu entry’de yazılanlar tecrübe ve gözlemlerden yola çıkarak, daha çok “kezban” tabir ettiğimiz kız/kadın grubuyla muhatap olacak erkekler için yazılmıştır. ülkemizdeki kızların/kadınların önemli bir kısmının da kezban olduğu ve/veya en azından kezban izleri taşıdığı düşünülürse evlenmeyi planlayan erkeklerin önemli bir kısmına hitap edeceği düşünülmektedir. ya da evlilik adayının kezban olup olmadığını anlama rehberi olarak da alabilirsiniz bunu. tersten okursanız evlenmek isteyen kızlara/kadınlara da yorulabilir.

    herhangi bir vesileyle bir kız tanıdınız, sevdiniz, evlenmek istediniz, belki evlilik kafanızda yoktu o soktu kafanıza. ve bu yola girdiniz.
    öncelikle zaman çok önemli. klasik ve sıradan olacak ama ailesi dahil tanımanız için en az 5-6 ay birlikte zaman geçirmeniz, içinde bulunduğunuz ortam müsaade ediyorsa bir süre aynı evi paylaşmanız tavsiye olunur.

    1. şunu akıldan çıkarmamak gerekir ki şu anda sahip olduğu bir huy asla ve asla değişmeyecektir. sadece –şimdilik- bastırdığı durumlar olabilir ama evlendikten bir süre sonra bunlar yine tekrarlanacaktır. bu nedenle tereddüt ettiğiniz bir huyu/davranışı varsa bunu 10 ile çarpın ve hiç tanımadığınız bir kadında bunu ne kadar kaldırabileceğinizi tartmaya çalışın. nitekim o huyun/davranışın 10 ile çarpılmış halinin hiç tanımadığınız bir kadında bulunmasının sizde yaratacağı etki, cicim aylarının bitiminde evlendiğiniz kadının sizde bırakacağı etki ile aynı olacaktır.

    2. normal şartlar altında kabullenmeyeceğiniz, hoş gör(e)meyecağiniz tutum/davranış/huy/durumları varsa, hele hele bunlar şimdi size şirin geliyorsa (hırslı, bir anda parlayan, hırçın, özgür) ilişkinizi tekrar tekrar gözden geçirin ve birinci maddedeki tekniği uygulayın. zira eninde sonunda bu hareketi/davranışı/kabullenmeyeceğiniz şeyi gözünüze iğne gibi batmaya başlayacaktır.

    3. etrafındaki dişilere yaklaşımını iyi gözlemleyin. sizin etrafınızdaki dişilerden bir rahatsızlık duyuyorsa zaten sezersiniz. gereksiz yere dişileri eleştirdiğini hatta bunun çekememezlik düzeyine geldiğini hissederseniz bilin ki evlendikten sonra başınıza çok büyük belalar gelecektir. bu yüzden kıskançlığının ölçülerini ve sınırlarını çok iyi tartmanız gerekir. “beni kıskanıyor heyyoo” diyerek egonuzu okşarsanız ilerde ızdıraba dönüşecek süreci başlatmış olursunuz. “sinirlendiğinde çok güzel oluyorsun” noktasındaysanız hemen uzaklaşın ordan, mantığınızı devreye sokmaya çalışın. zira, bebek değilse sinirlenen hiçbir canlı güzel olamaz/olmamıştır/olmayacaktır.

    4. telefon rehberinizi, mesajlarınızı vs. merak etmeye başladıysa ve siz de “al bakalım benim senden gizlim saklım yok” dediyseniz delikanlıca, o da omzunuza yaslanıp telefonunuzu kurcalarken “aşkım zeynep kim?” gibi sorular sormaya başladıysa yandığınızın resmidir. bir kere verdin ya o telefonu artık vermezsen potansiyel suçlu olursun ve hayatın boyunca kendine ayıracağın özel bir alanın kalmaz. evde bir tek tuvalet kalır sana özel ama emin ol orada bile taciz edebilecek potansiyel vardır bazılarında.

    5. bu da klasik gelebilir ama kültür/eğitim/ilgi alanları gibi şeyler çok çok önemlidir. sen fringe, lost, heroes izlerken o aşk-ı memnu efenime söyliyim fatmagül’ün suçu ne ve sair şeyler izliyorsa tekrar tekrar düşünün. zira bir gün kendinizi, adnan’ın godoşluğundan, fatmagül’ün muhtemel suçlarından veya hadise’nin poposunun ne kadar da büyüdüğünden dem vururken bulabilirsiniz bir kaç yıl sonra. akşam eve geldiğinizde “aşkım seni çok seviyorum”, “ne kadar da tatlısın bu gün” ve sair cici muhabbetler bir süre sonra yerini sessizliği bırakıp asabınızı bozmaya başlayacaktır.

    6. bir de bizim kezbanların cehaletlerini kabullenmeme huyları vardır ki buna çok dikkat edin. sizin üstünlüğünüzü de kabul etmeyeceklerdir. bu yüzden facebook iletileri, paylaşımları iyi bir örnek olabilir. duyduğu bir özlü söz hayatını değiştirmişse birkaç adım uzaklaşın.

    7. siyasi görüşü sakın ha es geçmeyin, zira kezbanların siyaset anlayışı çoğunlukla “atatürk’ü sevenler”-“atatürk’ü sevmeyenler’ veya “dindarlar”-“laikçiler” bandında sıkıştığı için liboş olsanız da, komünist olsanız da, dinci olsanız da, dinsiz olsanız da sizi eninde sonunda rahatsız edecektir. bir gün “ben cem uzan’a oy verdim yaf bir tek o elle tutulur şeyler söylüyor” diyen bir kadınla aynı yatağa girmek istemeyeceğinizden emin olabilirsiniz. ben fikirlerini değiştiririm, anlatırım, yetiştiririm diyorsanız, karşınızdaki 20 yaş altı değilse çok çok yanılıyorsunuz demektir.

    8. evet farklılıklar olabilir ama “çeşitlilik en büyük zenginliğimizdir” sadece abd için geçerlidir. bir evlilikte iki tarafın farklı ve çeşitli olması sorundur. ha biri resim yapıyordur biri beste yapıyordur bu çeşit çeşitlilikler değil bahsettiğim, dünya görüşü, ilgi, zevk, beklenti farklılığı.

    9. davranışlarında diğer insanların ne kadar etkili olduğunu gözlemleyin. başka insanların nelerini örnek alıyor dikkatle inceleyin. “o çanta almış bu telefon almış ben de alayım bari” modundaysa kaçın ve biraz daha kaçın.

    10. ailesinden etkilendiği / sözünü dinlediği biri var mı anlamaya çalışın ve varsa o kişiyi de tanımak için özel çaba sarf edin. gerekirse aranıza davet edin muhabbete dâhil edin.

    11. abes gelecek ama evlenmeden önceki gezme tozmalarında tuvalette geçirdiği zamana bile dikkat edin. diyelim ki 3-4 saatlik bir görüşmenin yarım saati ve fazlası tuvalet kapısında bekleyerek geçiyorsa ciddi ciddi düşünün, şaka yapmıyorum. evlendikten sonra o beklemeler eziyete dönüşecektir.

    12. yakın arkadaşım dediği kişileri ve bu arkadaşları ile olan ilişkilerini iyi gözlemleyin. zaten söylemeye bile gerek yok; yakın arkadaşım dediği kişilerden hoşlanmıyorsanız onlarla iletişimi koparsanız bile ilerleyen süreçte yakın arkadaşım diyeceği yeni insanlar da onlardan farklı olmayacaktır. hele ki yakın arkadaşım dediği kızlar hakkında ileri geri konuşuyorsa hanesine -1 yazın şimdiden.

    13. mümkünse yaşadığı yeri, düzenini görün. ailesi ile yaşıyorsa annesinden vs. hayatına dair ipuçları almaya çalışın. dağınık mıdır, becerikli midir bunları anlamaya çalışın. hani kadını evi düzenleyen, yemek yapan, ütü yapan varlık olarak görmüyorum ama birkaç yıl sonra evin bir köşesinde kadın donu, bir köşesinde sutyen görmeye başladığınızda ne demek istediğimi çok iyi anlarsınız. genelde kız anneleri açık sözlü olurlar kızları konusunda kızlarının kötülüğünü istemeseler de. “sabah zor kaldırıyorum” “çamaşırlarını hep ben yıkarım” “yemek beğendiremiyorum” gibi şirin şeyler söylerler dikkat edin. bunu belki “benim kızım nazlıdır, kıymetlidir dikkatli davran” mesajı vermek amacıyla yaparlar ama siz asıl mesajı farklı algılayın ve tekrar düşünün. ailesinden biri “çok kavga ettik küçükken çok çabuk sinirlenir bu kız hehehe” dediğinde ciddiye alın. “ben onun en çok bu yönünü seviyorum zaten” dediyseniz hayatınızın bitişine bir adım atmış olursunuz aklınızdan çıkarmayın.

    14. yalnız veya arkadaşları ile yaşıyorsa da iyi gözlemleyin yaşadığı ortamı ve arkadaşlarından yukarıdakine benzer ipuçları almaya çalışın samimi ve komik bir ortamda.

    15. karşınızdakine saygısızlık gibi gelebilir ama sorun/soruşturun. ailesini kendini, mahallesinden, okulundan, köyünden sorun ve soruşturun ve cevapları ciddiye alın. kulağına gitmesinden de çekinmeyin işgüzar bir akraba üstüne vazife edinmiş ben söylemedim deyip sıyrılın.

    16. nasıl bir anne olacağını hayal edin. çocuk doğduktan sonra kadınların hormonları değişir elbette ama özellikle psikolojik anlamda çocuğunuzun gelişimini nasıl etkiler iyice düşünün. en temel soru da şudur: “bu kadının benim annem olmasını ister miydim?” evet evet bunu sorun kendinize tam olarak. anne kuzusu olmak değil bu, doğmamış çocuklarınızın geleceği.

    17. alışveriş alışkanlıklarına, sizden önceki yaşantısındaki yaşam standartlarına dikkat edin. zira bunlar hiçbir zaman değişmeyecektir. evlendikten sonra başınızı ağrıtabilir.

    18. hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın ki aşk/sevgi insanları birbirine bağlayan tek bağsa o ilişki eninde sonunda kopacaktır. aşk ve sevgiyi denklemin içinden tamamen çıkarın ve denklemi tekrar gözden geçirin. ağırlık olumsuza doğru kaydıysa tekrar düşünün hatta düşünmeden uzaklaşın.

    19. bunları ne zaman fark ettiğiniz önemli değil, nişanlıyken yada nikah masasında hiç fark etmez. fark ettiğiniz anda uzaklaşın. nikah masasından bile kalkın gidin o kadar insana rezil olma pahasına. gurur yapmayın, rezil olmaktan korkmayın, çabalamam lazım demeyin, bırakın korkak desinler, bırakın ezik desinler, kaçın gidin.

    20. size telefonla ulaşamadığı durumlarda, ulaştığı anda nerede olduğunuzu anlamaya çalışan sorular soruyorsa tekrar düşünün. “neredesin, neden cevap vermiyorsun, ne yapıyorsun, neden geç cevap verdin, neresi orası garip sesler geliyor, kadın sesi mi o”.. bu sorulara dikkat.

    21. “düğün/nişan/alışveriş sürecine aileleri karıştırmayın” mı dediler. karıştırın karıştırın.. dibine kadar karıştırın. bırakın halası gelinliğin bilmemneresini beğenmesin. bırakın annesi yüzüğü değersiz bulsun, bırakın ayakkabının rengi teyzeyi ürkütsün. çekilin bir kenara sakin sakin izleyin. bu bir işkencedir biliyorum ama ömür boyu eziyet çekmektense o gün eziyet çekin daha iyi. bu esnada da onu gözlemleyin, etrafındakilerin söylediklerini mantık süzgecinden geçirebiliyor mu, yoksa bir anda morali bozulup fikir mi değiştiriyor. zira en sinir bozucu hallerini görebileceğiniz nadir ortamlardan biridir.

    22. tepkilerini ölçmek için olta atın. bir randevuya geç kalın, bir randevudan önce acil işiniz çıksın ve gitmeyin, hatta bu acil iş sizin ailenizden biri ile ilgili olsun. tepkilerini ölçün. anlayış göstermediyse kaçın.

    şimdilik aklıma gelenler bu kadarı. dikkat edin hayatınızı karartmak istemiyorsanız.
449 entry daha
hesabın var mı? giriş yap