119 entry daha
  • filmde oynayan şempanzenin kendi geçmişini hatırladığı bir sahne vardır ki... film izlerken keyif almanın, hayvansal bir bakış açısının aslında olağan durumun yüzeyselliğini bir kenara bırakarak, bir bakıma at gözlüklerinden kurtularak hayata bakabilmenin zevkini yaşatır, geniş açı görmenin şaşkınlığına sebebiyet verir.

    film o kadar başarılı, senaryo o kadar ayrıntı ve felsefik yaklaşımlarla doludur ki, her bir karakterin üzerinde uzun uzun düşünülmesi gerekir. dr. lester'in her şeyi yanlış anlayan sekreterindeki o duruş bile filme güzellik katar. cameron diaz hollywood’da gerçek anlamda on dört tane senaryo olduğu, bu senaryonun da on beşinci olduğunu söyler. doğru der.

    elbette o herkesi büyüleyen malkovich'in kendi benliğine girdiği ve gördüğü sahneler filmin can alıcı noktasıdır.

    birer kukla sahnesindeyiz ve görünmez ipler dolanıyor beynimizde. irade dediğimiz saydam ipliklere bağlanmış gerçeklik, kararlar alıyor yerimize . adına kader diyoruz. oysa nasıl yetiştirildiysek, nasıl büyütüldüysek ve nasıl uyutulduysak seçimimiz o oluyor.

    bilinçaltı denen bölge, şempanze kafesi. kapıyı açarsalar çıkarız. ve korkar, geri döneriz.
80 entry daha
hesabın var mı? giriş yap