7 entry daha
  • genel olarak şiir incelerken yapılabilecek en yanlış hareketlerden biri "iyi de bu adam bunu niye yazmış?" sorusu ile yola başlamaktır diye düşünürüm çoğu zaman, yetmez bunu yaptığını gördüğüm kişilerle de az taşak geçmemişimdir. çünkü konu şiir ise, ilhamın nedeni bana kalırsa aksine ihtiyaç duyacak istisnalar hariç hiçbir şey ifade etmez. şiir, yazarından ve okuyucusundan bağımsız, zamanla niteliği değişebilecek bir şeydir. onu geçelim sana ne amına koyayım? canı istemiştir yazmıştır adam. şiir sadece okunup anlanılmaktan ibaret bir varlık değildir ki, başlı başına bir deneyimdir. kaldı ki elimizdeki örnek bir sonnet cycle'da, yani şiir dizisinde yer aldığı için sahip olduğu başka bağlamlar da olabilir, yetmedi aynı anda birden fazla bağlamla ilişkili olabilir, her an her şey mümkün burası survivor.

    şimdi böyle olunca şiirde bütünlük, anlamsal simetri vesaire gibi şeyleri sorgulamak gerekir; niye? çünkü yıl olmuş 2012 lan, burada neredeyse kendi sonnet formunu yaratmış*, döneminin bütün drama yapılarının ötesine geçebilmiş bir adamdan bahsediyoruz. kaldı ki tüm bu neredeyse deneysel olarak nitelendirilebilecek ürünlere rağmen, bu adamın yaptığı şeyler bugün bile güncel hikayeler çıkarabilmektedir. buradan da sanatsal anlamda zaten sürekli olayın dikine giden, ters, tuhaflıktan korkmayan eserlere sahip bir adamdır diye düşünüyorum konu şekspir olunca yani.

    şimdi aynı anda bağlamı bilmek gerekir ile sana ne lan nedeninden sorularını aynı potada eritebilmek de ayrı bir dert illa ki. ötesi, hangi koşulda bu iki sorudan hangisinin seçilmesi gerektiğini bi kenara bırakalım; bence bir şeyin seçilmesi de gerekmemektedir, hatta bu kadar sabit olmayan bir alanda yapılacak her seçim şeklini kaybetmeye mahkumdur. yapılacak inceleme veya oluşturulacak argümanın ihtiyacına göre farklı yöntemlere başvurulur herhalde.

    mesela tekrar başa dönüp konu mankeni sonemizin bağlamını değerlendirirsek, ilk yüz yirmi altı küsür shakespeare sonesinin şahsın patronu olduğu tahmin edilen fair youth karakterini honore etmek için yazılmış olduğu gerçeği vardır. çok daha farklı bir okumayla bu ilk yüz yirmi altı sonenin bir açıdan bizim bill'in kariyerinin hikayesi olduğu söylenebilir. bu 126 sonenin 78 - 86 numaraları arasında kalanları, the rival poet adlı bir karakteri içerir. büyük ihtimalle bu karakter, shakespearein patronunun olabilecek en dahice iş kararını alıp bir dönem, shakespeare'e destek olmayı bırakarak, onun yerine sponsorluk yapmayı seçtiği bir şairdir. bu sebeple de bu gruptaki 8 sone kaybedilen ilgiye yöneliktir ve şair de bu ilginin nitelenmesi için her türlü hassas imgeyi kullanmaktan çekinmemiştir(kaldı ki cahil bir kitleye ulaşmanın en rahat yollarından biri içeriğin cinselliğe bağlanmasıdır).

    bu örnekten çıkarılacak *ders şekspir sonelerinin adamın yaşamındaki değişimlerle paralel ilerlediğidir. bu sebeple gavur ifadesiyle oldukça turbulent, yarım yamalak türkçe ifadeyle inişli çıkışlı bir doğası vardır hitap eden persona karakterinin. bir grup sonede adamın patronuyla olan ilişkisi şen şakrak olduğu için oldukça iyimserken, the rival poet örneği gibi, shakespearei patronunun gözünden düşüren olayları anlatan sonelerde ise duygusal ızdırap temaları alır götürür. bu sonelerin refere ettiği deneyimlerin bir çoğu o kadar da kişisel deneyimler değildir yani. çünkü bu yazılan soneler zengin birinin isteği sebebiyle yazılmıştır ve şairlik william shakespeare'in mesleğidir. bu yüzden, benim de şahsen "cidden var bir şeyler herhalde" cevabını verdiğim shakespearein cinsel yönelimi sorusunun cevabını sonelerini illuminati gibi okuyarak elde edemeyiz.

    ...edemeyiz de, etsek ne olacak ki amına koyayım? konuyla ne alakası var bu cevabın veya? "ne tür bir aşktan bahseder şekspirin soneleri?" sorusunun cevabını a. cinsel yönelime göre kategorilere ayırmak b. cevabın şiiri tamamen açıkladığını iddia etmek için kullanmak bana kalırsa oldukça mantıksızdır. şahsen bu alandaki(yani kesin olarak var olan homoerotik içeriğin shakespearin cinsel yönelimini gösterdiği alanı) argümanlarda gördüğüm en temel sorun, şiiri gerçekten açıklıyor olmalarıdır. bugün istiklal marşından tutun, iliasa kadar, bir şiiri incelerken anlam çokluğunu ve ilhama açıklığı görmezden gelmek akıl kârı değildir. gerçek olduğu bile binlerce yıldır tartışılan bir şeyin * neredeyse resmi denebilecek bir tutumla açıklanması, pek çok şeyi dışarıda bırakmamıza sebep olacaktır.

    bu daha da boktan entryi bitirirken, shakespearein kullandığı belli başlı metaforlar hakkında bilgi vermek isterim. şimdi bu herifin sonelerinde klasik mevsim değişimi, zamanın akışı ve aşık adamın yaptığı avcılık olayları metaforlarından öte, literatürde legal metaforlar olarak geçen borç, senet, ipotek, duruşma, ceza, haciz, yargı ve benzer kavramları kullanan kelime oyunları vardır. bazı soneleri metaforik bir duruşma salonunda geçer mesela*, bu açıdan şair burada da işini yapmıştır diyebiliriz. buradaki kanıtlama fiili de bu legal imgelerden biridir, çünkü bundan sonraki 117. sonede tekrar borç harç meselesine dönecektir olay. bu imgelerin neyi ifade ettiğini de açıklamaya çalışmak tamamen spekülasyon olacaktır, çünkü şiir ne olduğu söylenirse; o değildir doğası gereği. zaten kuyruğunu kovalayan aciz bir sokak köpeği gibi dönüp dolaşıp aynı şeye gelmeme de bu sebep olmaktadır. hani hem açıklamak mümkün değil, hem de açıklasan ne olacak, başın göğe mi erecek?

    bir de sırf lazım olur diye kendi kendini imha tuşu: tabi burada söylenen hiçbir yorum ve iddia başka bir diğer yorumdan veya iddiadan daha az spekülatif değildir. o da bilimin ezikliği.

    *
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap