263 entry daha
  • bin dokuz yüz doksan bir yılıydı, rakamla 1-9-9-1 yazsam typo hatası sanardınız diye uzun uzun yazdım. evet tam 22 yıl önceydi. tübitak, o zamanlar şimdiki janjanlı, ön cephesi ile arka cephesi birbirini tutmayan, en katlanılır yanı teras lokantası olan, pencereleri açılmasın diye çivilenmiş akıllı(?) bir binada değil iskitler'de oto sanayi'nin dibinde eski püskü bir binadaydı. "uzaya uydu fırlattık" diye aşırı böbürlenen değil, göğe bakınca bile sevinçten heyecanlanan çalışanları vardı.

    bense henüz "orta sınıf" bir mahallenin devlet okulunda, ilkokul beşinci (evet ilkokul 5.) sınıftaydım. her daim adını saygıyla andığım ilkokul öğretmenimin de büyük desteği ile ülkenin belki de en saygıdeğer matbuatının, bilim ve teknik dergisi'nin yayın kurulu toplantılarına katılıyordum (aslına bakarsanız defter-kitabın zar zor temin edilebildiği bir ortamdan bilim ve teknik dergisine abone olabilmem ve toplantılarına katılıp fahri basın kartı alma seviyesine erişmem -benim nazarımda- bugün uzaya uydu gönderilebilmesinden daha büyük başarıdır da, her neyse). hatta en küçük olduğum için ilk sözü ben alırdım: "derginin boyutları ile sakın oynamayın, yıllardır biriktirip ciltletiyoruz, düzeni bozulmasın"... heyt be, derdin güzelliğine bak... nereden bilirdim, bu dergiyi bir gün "içeriği boşaldığı için" almaktan vazgeçeceğimi?

    vazgeçtim. vazgeçtim çünkü sosyal hayatımı kendi at gözlükleri seviyesine indirgemek isteyenler tübitak'a ve bu dergiye de el attı. vazgeçtim çünkü interneti yasaklayan, seyrettiğim diziyi sansürleyen, sevdiğim parklardaki ağaçları kesip beton yığınına çeviren, sahillere devasa boyutlarda inşaat artığı doldurup "eğlence merkezi" diye sunan, içkime karışan, aşkıma bulaşanlar, hayattaki gayeleri alenen insanları hayattan soğutmak olan bu zevksizlik timsalleri bilime bulaştı.

    bu kurum nasıl bilim üretsin? tübitak'ı haksızlıkla seçilmiş insanlar yönetiyor. tübitak'ı yönetici olmak uğruna kurumun baştan aşağı değişmesine göz yummuş insanlar yönetiyor. tübitak cemaate yakın şirketlere bir telefonla sorgusuz sualsiz ar-ge desteği adı altında paralar veriyor. tübitak'i çıkıp "some circles had kicked off a black propaganda campaign against tübitak to shadow its success, following the successful mission of turkey’s first earth observation satellite, göktürk-2." diyebilen insanlar yönetiyor.

    makam koltuğunda iki yıl fazla oturmak adına, iki yüz milyon yıldır memelilerin değişim geçirmediğine inananlara biat eden değil, imkansızlıklar içerisinde ve bitmez bir hevesle dergi çıkarmaya çalışırken yanında çalışanlara küçük tüpte çay yapan yöneticileri olan bir bilim kurumunu tercih ederim ben. uydu mu gönderilecek? uzaya uyduyu gönderecek gençler illa ki yetişiyor, yetişir: üniversitelere zorla polis, jandarma, halk otobüsü sokmaya çalışmaktan vazgeçilsin, feriştahı yetişir lan. ah işte bir de üniversitelerde bilim serbest bırakılsa!
456 entry daha
hesabın var mı? giriş yap