hazin

• + arzu'yu hatırlıyor musun, hani aslı'nın kardeşi olan.
  - evet, alman bir adamla evlenmişti. almanya'daydı.
  + geçen de aslı ile konuştuk. arzu gelmiş, istanbul'a. ay nasıl anlatsam bilemiyorum, çok feci...
  - meraklandırma da anlat!
  + biliyorsun, franz biraz sorunluydu.
  - iki sene önce intihar etmişti.
  + bu sefer de etmiş.
  - ay, yoksa ölmüş mü? aman diyim...
  + sizlere ömür, hem de kendini yakarak.
  - yapma be! peki ya arzu?
  + valla ben o kızı hiç anlamadım. bencil midir, nedir... tamam böyle durumlarda intihar eden kişinin yakınını yargılayıcı, suçlayıcı konuşulmaz da... ben bir daha arzu ile görüşmek istemiyorum şahsen. zaten hoşlanmadığım bir tipti, şimdi bu olaydan sonra daha da gıcık oluyorum.
  - ya öyle deme, o da perişan olmuştur. düşünsene, kocan kendini yakıyor. ne kadar hazin bir şey.
  + hazin de sanki arzu gibi bencil birinin umurunda mı? adam yıllar önce, ben sürekli aynı yerde, aynı işi yapmaya uygun biri değilim, mutsuz oluyorum, dedi. arzu'nun diretmeleri yüzünden adam iyice bunalıma girdi.
  - boşver, sen gene de böyle deme.
  + aman, senin herkesi anlama çaban zaten! "hazin"miş!
  bak görürsün, o arzu alman devletinden maaş alır, ömür boyu da orada ense yapar.
  sen, ben de burada üç kuruş için yırtınmaya devam ederiz.
  - aaa yeter artık demet ya, saçmalıyorsun. hazin işte, bırak yorum yapmayı. aaa!!!