oblivion
-
türü için gayet doyurucu olan filmdir. beğenmeyen adamın ananem yaşında olması, o ne saçma şey öyle! tepkisi göstermesi, evladım böyle salak şeyler izleme aptal olursun demesi filan lazım.
--- spoiler ---
filmi mabadıyla izledikten sonra gelip buraya neşeli pipildekler saçanlar için bir kaç hususun altını çizmek lazım.
evvela vika ve jack arasındaki günlük diyaloglar için "ne saçma yeaa, ne o öyle nasıl bir takımsınız? çok iyi bir takımız sally! keh keh keh" diyen canım arkadaşım. oradaki diyalogların hepsi filmin sonunda gösterildiği üzere nasa gemisinin uzaylı geminin yörüngesine girdiğinden itibaren jack, merkez ofisten sally hanım ve vika üçlüsü arasında olan ses ve video kayıtlarının totalinden oluşuyor. dünyaya gönderilen klon takımlar yine merkezde olan sally ile diyalog kuruyor, another day in paradise diyor, benzer görüntü ve cümleleri kullanıyorlar. kısacası ellerindeki bütün malzemeyi kullanarak klonları manipüle ediyorlar.
ikinci husus nükleer hiç bi sik olmuyor, dolayısıyla radyasyon filan da yok. sırf klonlar bir birlerinin sahalarına girip kendileriyle karşılaşmasın diye uzaylıların uydurduğu bir yöntem. filmde anlatıldığı gibi ay patladıktan sonra doğa insanları otomatik olarak devre dışı bırakıyor. kalan insanlar için ise robotlar ve klonlar kullanılıyor. radyasyon olduğu iddia edilen bölgenin dibindeki nehirde balık olması, jack'in suyu içmesi hatta uzaylıların su kaynaklarını hortumlaması nükleer bombaların hiç kullanılmadığını anlatmak için eklenmiş.
neden sadece 52 numara gelip karısını buluyor hususuna gelirsek. kendini feda eden jack'in karşılaştığı ve bayıltıp elini bağladığı klon 52 idi. kendi klonunu gördüğü ve yer yüzünde kaldığı için bir şeylerin farkına varıp kabüllenme ihtimali en yüksek olan klon o. ayrıca insanların saklandığı bölgeye en yakın klon da kendisiydi. diğerleri merkez yalan olduktan sonra bölgelerinden çıkamamış, yakıt ve gıda ikmali olmadığı için o yüksek bölgelerde sik gibi kalmış olabilirler.
ve son olarak kendini feda edenin gerçek jack olduğunu düşünmeden edemiyorum zira 52 numara onun inşaa ettiği evi 3 sene aradım diyor. karısını eve ilk getirdiği zaman bu evi yapacağını söylemiştin diyor. doğal olarak gitmeden evvel bitirmiş olması mantıklı gelmedi bana. bence orijinal jack bir şekilde iç güdüsüyle sık sık gittiği sinyalsiz bölgede evi inşa ediyor ve görevleri esnasında biriktirdiği kitaptı, plaktı derken evi donatıyor.
--- spoiler ---
sinemaya harcadıkları paraya ağlamadan önce keşke sinopsis filan okusalar. aa tom cruse var o zaman güzeldir diyerek dalmasalar çok daha iyi olacak. aynı mevzu üstüne yapılmış bi ton film var ve bu film gerçekten aralarından sıyrılmayı başarıyor. hatta battle la, cowboys and aliens, skyline gibi aynı dönem mahsülleri ile karşılaştırılması zinhar günahtır. bunu ve prometheus'u itin götüne sokan yazarlarımızdan daha iyi olan film önerilerini bekliyorum. a space odyssey ve blade runner ağızlarında türkü olmuş. yahu biz de izledik hepsini. arkadaş ortamlarında anlatarak prim yapmaya çalıştık ama bitti gitti o dönem. hatta zorlayıp bilim kurgu olmasına rağmen bildiğin akira ile karşılaştırıp ekmek yemeye çalışan adam gördüm bugün. gözünüzün çapağını yiyim yapmayın etmeyin gençler. buraları güzel manitalar değil genelde bizim gibi götlü göbekli adamlar okuyor.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap