81 entry daha
  • lise yıllarımda hastalık derecesinde bağımlı olduğum oyun. bu oyun yüzünden az internet kafe kapılarında sürünmedim. o zamanlar evde bilgisayar yok tabi. yaz tatilinde kardeşimle beraber iki aylık bir çaba sonunda babamı bilgisayar almaya ikna edince en çok evde red alert 2 oynayabileceğime sevinmişitim. bilgisayar eve geldi, heyecanla kurduk ve çalıştırdık. bilgisayar açılırken elimde red alert 2 cd'si heycandan titriyordum. açılır açılmaz red alert 2'yi kurdum ve çalıştırdım. oyunun açılış background'ındaki kızıl bulutlar arasından süzülen zeplinlere baktım uzaklaşıp. 2 ay süren babamı ikna çabalarım esnasındaki umutsuzluğum ve o hep hayalini kurduğum açılış ekranı geldi aklıma, aynı hayalimdeki manzaraydı ve gerçekti. işte ilk kez o zaman inanmıştım hayallerin gerçekleşebileceğine. akabinde sabahtan akşama kadar ben, akşamdan sabaha kadarda kardeşim oynadı bir ay boyunca. vardiyalı olarak abandık bilgisayara, sağlammış bana mısın demedi emektar. hala gözümün önüne gelir; bayaz kasa, beyaz tüplü philips monitör, beyaz klavye ve mause. lüks bir şeydi tabi o zamanlar. çevir sesi ile internete bağlanılan dönemler. belkide her şey o zamanlar keyifliydi, beyaz bilgisayarlar döneminde. şimdiki bilgisayarlar hep siyah...
225 entry daha
hesabın var mı? giriş yap