93 entry daha
  • türkiye'den tiksinmek havasından suyundan değil insanlarından, yaşatılanlardan, yaşananlardan tiksinmektir. maruz kalmaktan, ortada bırakılmaktan, mağdur edilmekten adına ne derseniz deyin insan yerine konmamaktan tiksinmektir önce bunu bir toparlayalım. yoksa havasına suyuna kurban olayım ben böyle memleketin.

    insanların burada ısrarla tutunmaya çalışmalarının, vatandaş gibi davranmaya çalışıp görevlerini yerine getirerek, bu görevlerinin yüzde doksanının taviz olduğunu bile bile buna göz yumarak yaşamlarını sürdürmelerinin nedeni içindeki iyi niyet ve çözülmesi zor olan aidiyet düğümüydü. reyhanlı katliamından sonra bu düğümün kallavi bir tanesi daha çözüldü. hem de hiç bağlanmamak üzere. şu ana kadar he deyip geçtiğimiz onca şeyin bir göz yumma payı vardı. artık bu payın olması gerekeninden çok daha fazlasını üzerine koyuyoruz ya neyse.

    eğer ben kendimi güvende hissetmeyeceksem, başıma bir şey geldiği vakit birilerinin hakkımı arayacağından emin olamayacaksam, hakkımı aile, hukuk enstrümanlarıyla arayamayacaksam, üstüne bunun yüzünden yasaklarla, türlü iğrenç engellemeler, hukuksal rampalar ile karşı karşıya geleceksem benim o devlete borç ödememin hiç bir anlamı yoktur. ödediğim elli bin tane verginin hiç bir karşılığı yoktur, ha o beğenmeyen siktirsin gitsin diyenler var ya onlara sinirlenmeyin. onların da er geç başına gelecek olan budur. bugün olan yarın değişir.

    biz toplum olarak insan olmayı öğrenemiyoruz. devlet dediğimiz aygıt da toplumun içinden öne çıkan ve karar verme yetisi olan insanlardan oluşuyor. devlet halkı ne isterse o olur. bunu başaramadığımız için devlet ne isterse o oluyoruz. hak aramayı tahakküm dini haline getirdiğimiz inancımızda sonlandırıyoruz. allaha havale ediyor, sonrasında yüreğimizi ferahlatıyoruz.

    bir kızım var 7 aylık şu anda. burnundan nefes alamadığı zaman, kabızlık yaşadığı zaman, ağladığı zaman beni fenalıklar basıyor. tamamen anne baba olarak kendimizi ona endeksliyoruz. orada yaşadıklarımızın yüzlerce katını yaşayıp aşmış insanların üzerine titreyip büyüttüğü evlatları parçalandı. yaşadıkları acı artık onları vatana bağdan, topluma saygıdan koparttı. şu kadarcık bir saygıyı, bir üzüntü müsameresini bile çok gördüler. artık onlar hesabı sorulmayan kazara olmuş, allahtan gelmiş bir mukadderatın birer öznesi haline geldi. hiç bir şey olmamış gibi yaşamaya devam ediyoruz. bugün işyerindeki sigara muhabbetinde bu konulardan bahsedilmedi. bahsedilecek olsa küfürmüş gibi insanlar sağa sola kaçıyor. hadi abicim ben içeri kaçıyorum, beni sanırım toplantıya çağırıyorlar vs.. mac konusulsa yarim saat kafa sikecek adamlar duymazdan geliyor, kör olmus sagir olmusuz. bunlara medya tüm gün olay yerinden canli yayın yapsa ne olacak.. ben türkiye'den tiksinmeyip de n'apacağım.
60 entry daha
hesabın var mı? giriş yap