30 entry daha
  • birkaç ay önce çocukluk arkadaşlarımdan birini gördüm barda. hal hatır derken kız arkadaşından ayrıldığını öğrendim ama suratının aldığı şekli görünce nedenini sormadım. bir müddet sonra ortak bir arkadaşımızın düğününden sonra bi arkadaş beni eve bırakırken yolda söyledi. bizim eleman askerdeyken bizim elemanın kankasıyla mercimeği fırına vermiş asker dönüşü evlenmek istediği karı. ve bizim gruptan herkes kankaya saydırdı, kıza tek tük küfür edenler bile "vay a.q. orospusu" diyip geçiştirdi, üzerinde durmadı. neden? çünkü neredeyse yolun yarısındayız, birşeyler biliyoruz ve herkes kankadan kankalık beklerdi ama kızdan pek bişey bekleyen yoktu.

    murat var bizim. anlatacağım olay zamanı 37 yaşında olan bir adam. 24'lük bir kızla takılırdı murat. bizim salonda 6-7 kişi içer takılırken, murat'ın kucağında nişanlısıyla konuşurdu bu kız. anal manal gibi samimiyetsiz kibarlıklara girmeden söyliyim ki bizim eleman ağır götçüdür. bu salak kıza neden katlandığını sorduğumda kastırmadan götten verdiği için demişti. ve size abartısız söylüyorum, mevzu bahis orospu, nişanlısına elini tutturmuyordu "evlenmeden olmaz" diyerek.

    iki sene önce kadim bir dostum geldi istanbul'a. akşamına işi olduğunu söyleyip ertesi gün görüşürüz dedi. trip attım ama karı kız işi diyince tamam dedim. "kim" dedim. çocukluk aşkı olan kız. zamanında bunu senelerce acı içinde bırakmış olan kız. tabi zaman içinde yıpranmış bu kaşar, hor kullanmışlar zavallıyı. bizim eleman ise çakı gibi. (bkz: kızlar dura dura hiç olur oğlan dura dura koç olur). kızın medeni durumu mu? evli tabiki yahu.

    benim kuzenin üniversite zamanı piç oğlu piç bir arkadaşı vardı. piç oğlu piç dediysem literally dedim. bunun babası da piç zaar. bizimkilerin ortamlarına takılır, arkadaşlarını sikerdi eleman. vurdumduymaz, genç görünen bir adam. neyse efenim, bu herif bizim elemanın anasını boşayıp rusun tekiyle evlendi. ondan da bizim elemana bir üvey kardeş peydahladı. vaktin birinde rusya'ya tatile gidecek bunlar ailece. babanın işi çıkar ve ailenin kalanı hep beraber gider. bizim elemanla üvey anne rusya'da mercimeği fırına verir. dönüşte eleman durumu babasına anlatır ve herif evi terk eder. yaaaaa yaaaaa. bitti mi? hayır. bu piç daha sonra kankası olan benim kuzenin kız arkadaşını da elden geçirdi. "vay amına koyim!" dedim öğrenince kuzene. "nasıl yapar lan böyle birşeyi!". "ya kuzen, salak salak konuşma allasen. annesini siken herif benim kız arkadaşıma mı acıyacak amk" dedi. "tek mi duble mi?" dedim, "sek" dedi.

    bir arkadaş güney amerika gezisine çıktı geçen sene. 4 buçuk ay! gezmenin, maceranın, sikişin bini bi para. dedim ki "yaşadığın en manyak şeyden başla". hatun dedi. hatunla gündüz gezip tozup akşamına da içip içip hard core. ama iş bittikten sonra kız başlıyor hüngür hüngür ağlamaya. "bunu erkek arkadaşıma nasıl yaparım". biraz kendine gelince bi posta daha ve hemen ardından bi ağlama krizi. bir hafta boyunca her gece aynı hikaye amk.

    aslı vardı bizim üniversitede. memlekete gittiğinde kapanan bir hatun. karadenizli über mutaassıp bir aile. bizim aslı zamanında piçin tekini sevmiş ve dayanamayıp vermiş. tabi eleman sikişi atınca toz duman. aile dostlarından biri istemiş aslı'yı oğullarına. aslı da olur dedi babasına. tabi ortada küçük bir pürüz var. e malum, kan çıkmazsa kan çıkar. tecrübeli başka bir ortak arkadaş hatun tuttu bunu düğünden üç gün önce, doooooğru operasyona. hepimiz tanıştık elemanla. temiz yüzlü, kibar, nazik ve mutassıp bir mühendis çocuk. "kız oğlan kız aldım" diye mutlu mesut takılıyordu. ve fakültenin üçte biri aslı'nın operasyonunun ne kadara mal olduğunu biliyordu.

    geçen ay barda rasgele tanıştığımız bir grupta süper bir eleman var. sohbet, muhabbet müthiş. karı kız durumları nedir diye sordum, mutluluk ve heyecanla evleneceğini söyledi. nerden bulduğunu sordum, bir buçuk ay önce boşandığı eski karısı olduğunu söyledi. "abi" dedim, "yapma, etme, zaten denemişsin olmamış." heyecanlandı yine, "yok abi, bu sefer bambaşka bir aşk başladı aramızda" ıvır kıvır. "e neden ayrıldınız madem" dedim, "valla bilmiyorum, bir sorun da yoktu aslında ama o ayrılmak istedi. amaaan kadınları biliyon işte abi" dedi. dedim "ben biliyorum da sen pek bilmiyorsun a benim saf kuzucuğum" dedim ama tabi içimden. bir ara onların gruptaki kızlardan birine eğilip, "hiçbirşeyin farkında değil di mi?" dedim. elemanın çocukluk arkadaşı olan kız suratını buruşturup "cık" yaptı. anlattı sonra durumu. gayet tahmin edilerbilir olduğu üzere kızımız başkasına vermek ister, başkasına verme isteği azınca bizim elemanı sikine bile takmaz ve genel kadın davranışının dışına çıkarak yenisini garanti altına almadan eskisini siktir eder. yenisi bizim kızı sikip sikip bırakır ve kızımız rahatlayarak daha şevkli ve ihtiraslı şekilde eskisine döner. bizim sığır da mutluluktan uça uça bu kaşarla yeniden evlenir.

    arkadaşın nişanına gittik, kız evindeyiz. hatunun teki bana yazıyor. kafalar güzel, elbiseler giyilmiş falan. bu kız gece boyunca peşimden koştu ve ben kaçtım. zira kız arkadaşım vardı o sıra. benim nişanlanan arkadaşın annesini pek severim, müthiş bir insandır. durumu fark edip milleti seferber etti, bak bu kız sivri biberi kovalayıp duruyor, bişeyler yapın falan dedi. beni karşı komşuya kaçırdılar amk. gel gör ki orda da buldu falan. neden mi bu kadar telaş? çünkü hatunun kimseden çekincesi yok, herkesin içinde elliyor, sırnaşıyor vs. ve bu kız o sıra nişanlı. o gün kartını verip "cep numaram da var, ne zaman istersen ara" demişti bana. tabi kartı alıp amerikan filmlerindeki gibi göz hizasına getirip üç dört kere yırtamıyorsun. mecbur koydum ceketin cebine. ben işyerinde serbest giyinen biriyim. dolayısıyla o kart o ceketin cebinde kaldı. gel zaman ben kız arkadaşımdan ayrıldım. birkaç ay sonra da sefilleri oynadığım bir sırada acaba para bulabilir miyim diye giysilerin ceplerini kurcalarken bu kartı buldum. aradım hatunu. muhabbet gelişti ve erotik bir hal aldı. bunun nefes alış verişinin değiştiğini duyunca ben de verdim coşkuyu. resmen hayali hard core döndürüyoruz telefonda. şöle evirecem, burandan sikecem falan filan. neyse efenim, hatun bir süre sonra işini halletti ve iyi dileklerle telefonu kapattık. bundan üç gün sonra da evlendi.

    bunlar daha hakikatin abc si. ıceberg in görünen kısmı. efenim yalnız şöyle birşey söyliyim. ben işim gereği çok yabancı tanıyorum ve günlük hayatta muhatap olduğum insanların ve takıldığım arkadaşlarımın yarıdan fazlası yabancı. bunların da türkçe kurslarından, sağdan soldan tanıdığı bir sürü başka yabancı insan var. ve bizim kezbanlar bu yabancı hatunların bizim amsalak türk erkeklerini nasıl üçer beşer ve kanırta kanırta siktiklerini (mecazen) benim kadar görseler ya biat ederler ya da intihar ederler.

    bakın liseli kardeşlerim, aman diyim şu başlık altında kafanız karışmasın. "kadınlara güvenmeyen erkek korkak erkektir bikerem tımaaam mıııı!"diyen kezbana güvenmek mi daha mantıklı, yoksa ssizin gittiğiniz yoldan dönmekte olan hemcinslerize mi?

    tamam, kimi daha zeki, kimi biraz daha dürüst, kimi az daha vefalı falan olabilir ama kadınların hepsi aynıdır. pandora yaratıldığından beri aynı kalıptan çıkıyor olum bunlar. erkekler daha kötüdür, kıldır tüydür ben bilmem arkadaş, olabilir. ben kadınları anlattım.

    kadınlar hakkında en güze tespiti aristophanes yapmış bence: "kadın dediğin öyle bir illettir ki, ne onunla yaşanır, ne onsuz."

    eh ne yapalım, size muhtacız sevgili kadınlar, seviyoruz lan sizi! güvenmiyoruz ama seviyoruz. iyi ki varsınız.

    netekim, kadınları tanımış olan erkektir efenim. zira, amı olanın imanı olmaz.
383 entry daha
hesabın var mı? giriş yap