6 entry daha
  • o sabah, daha iyi bir isim buluncaya kadar ev olarak adlandirmis oldugu veya daha iyisini bulana kadar yasamaya devam edecegi magarasindan çiktiginda, onu disarida mis gibi kokan nefis bir hava karsiladi.

    gerçi her sabah attigi dehset dolu safak çigligi yüzünden yine bogazi aciyordu ama kendini birdenbire son derece iyi hissetmeye baslamisti. yipranmis robdösambrini sikica vücuduna sardi ve piril piril sabaha bir gülücük atti.

    hava berrak ve hos kokulu idi. hafif bir rüzgar magaranin çevresindeki yüksek otlarin arasinda dolaniyor, kuslar birbirleriyle civildasiyor, kelebekler bütün güzellikleriyle ortalarda uçusuyor ve tüm doga olabildigince sevimli olabilmek için elindengelen her seyi yapmaya çalisiyordu.

    bununla birlikte arthur'u böylesine neseli yapan sey kir yasaminin tüm bu güzellikleri degildi. çok kisa bir süre önce aklina, burada, bu tarih öncesi dünyada çektigi korkunç yalnizlik duygusunun, o kabuslarin, tüm çabalarina karsin bahçivanlikta ugradigi basarisizliklarin, gelecek yasaminin geleceksizligi ile boslugunun üstesinden gelmesine yardimci olabilecek muhtesem
    bir fikir gelmisti.

    bir gülücük daha atti ve aksam yemeginden arta kalan tavsan budundan bir isirik aldi. birkaç dakika mutlu bir sekilde lokmasini çignedikten sonra, bu kararini resmen açiklamaya karar verdi.

    dimdik ayaga kalkarak kirlara ve tepelere korkusuz gözlerle bakti. kelimelerine güç kazandirmak için elindeki tavsan kemigini saçlarinin arasina sikistirdi.

    kollarini ardina kadar iki yana açti.

    "aklimi oynatacagim!" diye ilan etti.

    -- yaşam, evren ve her şey, douglas adams
15 entry daha
hesabın var mı? giriş yap