6 entry daha
  • burada yazan herkes işin romantik kısmı ile ilgili klavye tıkırdatmış ancak benim bu eylemi gerçekleştirirken hissettiklerim gerilim ve korkudan başka bir şey değildir.

    dutların döküleceği bez/çuval/çarşaf her ne ise açılır. ağaçta dutu silkecek kişi devamlı olarak size "sağa git", "geri git biraz", "olmadı biraz sola" gibi komutlar verir. yakan güneşten kafanızı kaldırıp el işaretlerini de göremezsiniz.
    sallanan dallardan kulağakaçan olarak bilinen o iğrenç böcek düşmeye başlar. başınıza düşer ya da yakanızdan içeri girer. bir beretta ile öldürebileceğiniz büyüklükte örümcekler de düşer. bunların yanında irili ufaklı bir sürü adını bile bilmediğiniz haşerat da size eşlik eder. pıt pıt şeklinde kıyafetinize düşen dutların bıraktığı iz de cabası. belki biraz hanımevladı gibi oldu ama bendeki çağrışımları bunlardan ibaret. ben mesela hitchcock'un yerinde olsam "kuşlar" diye değil "dutlar" diye film çekerdim. hatta durun en iyisi çekeyim.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap