cam kırığı

• fena batar.
  
  dolabın alt taraflarında bir yerde, köşedeydi. orada bir yerlerde durduğunun bilgisi iyi bir teselliydi. eşyanın saklısında olsa da ciğerimin köşesindeydi.
  
  aldığımız günü hâlâ çok net hatırlıyorum. görüp beğendiğindeki çocuksu sevincini. üzerine tutup "oldu mu? yakıştı mı?" diye soruşunu. 25 yaşında genç ve güzel bir kadının mağazanın boy aynasında, aldığı yeni çanta ile dönüp dönüp endamına bakmasını. hâlâ her şeyi çok net hatırlıyorum. hafıza bazen, en güçlü metafordan, en değerli hatırattan, en mutantan âsâr-ı atikadan bile muhkemdir.
  
  o günden sonra bir hafta boyunca yanında gezdirdiği, kaza anında da yanında olan o kumaş çanta benim şimdi. ben istemeden verdiler bana, en yakın arkadaşına. içine bir kaç parça eşyasını da koymuşlar. gündelik bir kaç kıyafet. büyüyünce kızına verilmek üzere bana emanet. bir gün annesini benden sorarsa, bildiklerimi anlatırım. bilmediklerini eşyadan öğrenmeyi öğrensin diye de emaneti sahibine teslim ederim. fakat çanta benim. hafıza bazen, en güçlü metafora, en değerli hatırata, en mutantan âsâr-ı atikaya rağmen güvenilmezdir. bir gün her şeyi unutacak olursam, o kirli çanta benim hatırlatıcım olsun isterim.
  
  buna rağmen içini hiç karıştırmamıştım. içindeki küçük bölmelerin fermuarları nasıl kapattıysa öyle duruyor. içine konulan bir kaç parça eşyasına ise, hep içinden çıkarmadan bakmıştım. geçen gün, ıvır zıvır ararken, elime geldi yeniden. dur dedim, iyice bir bakayım. eşyalarını çıkardım, düzgünce katladım. iç bölmelerini açmadan, dışından yokladım. boş gibilerdi, üzüldüm. sanki bir şeyler bekliyormuşum, bir çikolata ambalajı, bir sakız kağıdı, ne bileyim, belki de kullanılmış bir mendil...hiç bir şey çıkmadı.
  
  çanta kumaş olduğu için kırış kırıştı dibi. katlanmış astarını parmaklarımla açtım. bir avuçtan daha az, bir tutamdan biraz fazla cam kırığı parmaklarıma battı.
  
  trafik kazasında arabanın camından fırlayıp boynu kırılmıştı. yıllardır gözüm gibi baktığım aziz hatıratından bana kalan bir kaç parça eşyası ile birlikte, canına kasteden cam kırıklarıydı.
  
  fena batmıştı.