4 entry daha
  • toplulukları zaman içinde döve döve çeliğe çeviren bir ateştir.

    son zamanlarda laikçilerin bu konudan aşırı rahatsızlık duyduğunu görüyoruz. ne zaman mütedeyyin kesimden bir haksızlıkla ilgili bir şikayet duysalar ceplerindeki klişeleri alıp koşuşuyorlar, "mağdur edebiyatı yapmayın!" deyu. öte yandan örneğin gezi argümanlarını çoğunlukla ağlak mağduriyet hikayelerine dayandırmaktan geri kalmamaları ironik. öyle ki, kolundaki lazer epilasyon yanığını gaz kapsülü değdi diye yutturmaya çalışanını gördüm!

    olayı "zaiyat"a indirgemek tabii ki yanlış. bir can, bir candır. ama sosyal olaylarda kemmiyet de önem arzettiğinden toplum vicdanı sayısal verileri de hesaplar. şimdi bu kadar büyük gündem oluşturan bir olayın bu kadar hafif atlatılmış olması o beğenmediğiniz mağduriyetin karşınızdaki insanları olgunlaştırmış olmasındandır. hadi kabul edelim, her derbi maçı sonrası can kaybının alelade sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz maalesef. öte yandan şapka isyanında babası asılanlardan hayatta olanlar var.

    bir taraftan da bu hassasiyetin oluşması hayırlı aslında. her iki taraftan "aman mağdur etmeyelim, haksız duruma düşeriz" endişesi taşıyanların sayısı artıyor. naçizane tavsiyem mağduriyetle dalga geçilmemesi. velev ki mağdur edilen başörtülü olduğu için işe alınmayan kız ya da kısa şort giydiği için laf atılan kız olsun...
23 entry daha
hesabın var mı? giriş yap