154 entry daha
  • şimdi nüfüs cüzdanımda kayıtlı olduğu yer olarak elazığ yazıyor. annem babam orada doğmuş. çocukluğumdan beri elazığa götürülürüm. -evet götürülürüm çünkü kendi isteğim ile gitmem- şehri bilen birisi olarak bir iki kelime etmeye hakkım var.

    1) şehir bildiğin tek cadde şehri. hayır tek caddesi var demiyorum. ama şehir tek cadde şehri.

    2) elazığ 3 tarafı su dört tarafı düşman cümlesini ilk defa duymuyorum. evet malatya'da diyarbakır'da tunceli'de 23 plakalı araç taşlanıyorsa elazığlı dönüp kendine bir bakmalı. acaba bu adamları ben neden kendime düşman ediyorum diye.

    3) şehrin muhafazakarlığı hakkında kendi teyzemden örnek vereyim. hacı teyzem (ezem) bir sebepten dolayı bize pasta sözü vermiş. ve gazi caddesinde bir pastaneye götürdü. pastane -sanırım üniversiteli- bir çift birbirlerine kur yapıyorlar. kıkırdıyorlar ama kimseyi rahatsiız edecek düzeyde değil. hacı teyzem kızın ne ororspuluğunu bıraktı ne de adamın pezevenkliğini. işin garibi pastanedeki diğerleri teyzeme hak verdi . o garip çift de kaçarak gitti. biz çocuğuz tabi elimizden bir şey gelmedi.

    4) bu şehirde kadının diz kapaklarını gösteren bir etek bile giyse orospu ilan edilir. o yüzden giymez. hatta tek başına sokağa bile çıkmaz. eğer çıkarsa orospu ilan edilir

    5) şehrin çoğu dedikodu ile geçinir diyebilirim. dedikodunun bu kadar fazla olduğu başk il görmedim.

    6) şehrin muhafazakarlığı o kadar fazladır ki. şehrin iki gölünde yüzmeye komşu illerden gelinir. sivrice gölüne yüzmeye gelenlerin çoğu diyarbakırlıdır. elazığlılar göl kenarına anca piknik yapmaya giderler.

    7) harput başlı başına bir turizm merkezi olabilecekken -tahmin ediyorum bir balkan ülkesinden daha fazla tarihi ve turistik eser içeren bir yerdir- bildiğin mesire alanı olarak kullanılır. ve evet kesinle şort ile gezmeye kalkmayın. sizi parçalayabilirler.

    8) hemen hemen tüm şehir gösteriş meraklısıdır. gösterişe lükse oldukça düşkünlerdir. sanıyorum nufusa oranla araç sayısı en yüksek şehirlerden birisidir.

    9) esnafı kazıkçıdır. 3 e aldığını 10 a satar.

    10) şehir bildiğin pistir. istisnalar hariç insanları da bildiğin pistir. ortaçağda hani kafana sidik kavası dökülmesin diye üst katları kese kese gidermiş ya insanlar. aynısını bu şehirde yapın. yok canım sidik kovası değil ama bulaşık suyunu ve/veya temizlik suyunu kafanıza yiyebilirsiniz. ben iki sefer yedim ondan biliyorum.

    11) en üst katta oturmak önemlidir. 10. madde yüzünden tabii ki.

    12) cemaatçi ve veya ülkücü değilsen bu şehirde iş çıkışı veya okul çıkışı yapacak tek bir şey var. arkadaşına gitmek. o kadar. ama sessiz olun. her eviniz basılabilir.

    13) şehir hakkında güzel tek bir şey söyleyemedim. bari yemeğini öveyim. taş ekmeği denen bir tatlısı vardır. çarşıda aramayın yok. ama nefistir. harput köftesi, sırın, içli köfte nefis yiyecekleridir. hiçbirini çarşıda bulamazsınız. çarşıda bulunan lokantalarda yemek yiyecekseniz gittiğiniz yere dikkat edin. karnımı doyuracağım diye kusmaktan ölebilirsiniz. şehir ve insanları pis demiş miydim?

    14) nine ve dedelerimin hatrına (mezarları orada) bu şehire gidiyorum. mümkün olan en kısa zamanda geri dönüyorum. çünkü bu şehrin özü pis.

    15) bana anlatıyorlar. şu açıldı bu açıldı. çok değişti şehir. ben de soruyorum onlara. dedikodu azaldı mı? insanların "hayın"lığı devam ediyor mu? üç kuruş için birbirlerini satmaya devam ediyorlar mı? insanların ev dışındaki o salak muhafazakarlığı devam ediyor mu?

    cevap veremeyip susuyorlar. ben de anlıyorum ki devam ediyor.

    16) iyi insanlar yok mu? tabi ki var. eğer kapıyı çalıp ben açım dersen karnını doyururlar. ama kadınsan başının açık olmaması erkeksen saçının uzun olmaması lazım.

    17) velhasıl elazığı görmediniz diye bir şey kaçırmış değilsiniz. gitmeseniz de olur. görmeseniz de olur. hatta belki daha iyi olur.
455 entry daha
hesabın var mı? giriş yap