9 entry daha
  • #3140001 no'lu (ve hiç anlayamadığım bir biçimde şu sözlükte benim en beğenilen entirim olan) entiriyi yazarken şu aşağıdaki parçayı okuduğumu meğer unutmuşum; üşenmeksizin eklemek gerek diye düsündüm:

    giorgio manganelli'nin centuria'sından geliyor, 49. parça. / sema rifat çevirisiyle.

    "bir adam bir kadını üç gün boyunca delicesine sevdi, karşılığında aşağı yukarı bu süreye denk bir süre boyunca kendisi de sevildi. adam dördüncü gün rastlantı sonucu kadınla karşılaştı, ancak iki saatten beri artık onu sevmekten vazgeçmişti. bu önce biraz sıkıntılı bir karşılaşma oldu; ne var ki, konuşma, kadının da adamı tam bir saat kırk dakikadır sevmediği ortaya çıkınca sohbet canlandı. başlangıçta, tutkulu, çılgın aşklarının eski bir hikaye olduğunu ve olasılıkla saçma, can sıkıcı ve de kaçınılmaz sorularla kendilerine işkence etmekten vazgeçeceklerini keşfetmeleri adama da kadına da belli bir mutluluk verdi; ve birbirlerine artık dost gözüyle bakıyorlarmış gibi geldi. gel gelelim, mutluluk kısa sürdü. çünkü kadın yirmi dakikalık farkı anımsadı; adamı yirmi dakika daha fazla sevmiş, buna karşılık adam, itiraf ettiğinde çoktan onu sevmekten vazgeçmişti. bu durum kadın için bir üzüntü, yoksunluk, kırgınlık bahanesi oldu. adam kadına, bu yirmi dakikanın onda nasıl duygusal bir sebatı açığa vurduğunu, bunun da onu manevi açıdan üstün bir varlık yaptığını göstermeye çalıştı. kadın sebatının söz konusu olmadığını ama bu durumda birinin onun saflığından yararlandığını, kendisine hesaplı ve soğuk bir tavırla hakaret edilmiş olduğunu söyledi. sevip de sevilmediği şu yirmi dakikalık süre aralarında, artık hiçbir şeyin dolduramayacağı bir uçurum açıyordu. uçarı ve şehvetli bir adamı sevmişti ve adam bu dünyada da öbür dünyada da bunun utancını taşımak zorunda olacaktı. adam ona, birbirlerini sevmediklerine göre, sorunun aşılmış olduğunun düşünülebileceğini ve ne olursa olsun, onları çok acı düşüncelere sürüklememesi gerektiğini göstermeye çalıştı: ama bunu, aynı zamanda korku ve rahatsızlığını gizleyemeyen belli bir canlılıkla söyledi. kadın da karşılık olarak aşklarının bitiminin bir teselli, bir rahatlık değil, yalnızca, kötü bir şeyin tatsızlıkla harcanıp bittiğinin belirtisi olduğunu, kendisinin de bunun derin izledini taşıdığını söyledi. adam hafifçe sırıttı, içtenlikten uzaktı bu. o anda aralarında büyük bir kin doğdu, titizce, manyakça ve alt üst eden, dayanılmaz bir kindi bu; bir bakıma ikisi de bu yirmi dakikalık farkın gerçekten çok korkunç bir şey olduğunu ve en azından ikisinden birinin yaşamını dayanılmaz kılmış olan bir şeyin meydana geldiğini hissediyorlardı. şimdi feci bir ölümün kendilerini beklediğini düşünmeye başlamaktadırlar, birlikte ölmeyi düşünmektedirler, tıpkı tutkulu, çılgın aşkları boyunca heyecanla düşlemiş oldukları gibi."

    ilahi giorgio! allah seni bildiği gibi yapsın...
36 entry daha
hesabın var mı? giriş yap