4 entry daha
  • çanakkale savaşının anlatıldığı, alt katında savaştan hatıraların bulunduğu bir müze içeren, gelibolu kabatepe'de bulunan binadır.

    neyse gittim ben buraya,

    11 salonda, video ve dekor destekli olarak çanakkale savaşını başlangıcından bitişine kadar anlatmayı hedeflemişler,
    salonlarda büyük bir sinema perdesinde video gösterimi yapılırken, o sırada anlatılan bölüme uygun tasarlanmış dekor da görüntüleri destekler şekilde hareket edebiliyor
    (mesela nusret mayın gemisinin anlatıldığı salon bir gemi güvertesi şeklinde olması yanında patlamalarda filan sarsılarak görsel malzemeyi destekliyordu)

    anlatım oldukça trt1 ve canlandırmalardaki oyunculuk filan da bayağı bir müsamere işi, o kadar para harcanarak hazırlanan bina ve kullanılan alt yapıya yazık olmuş.
    tabii ben böyle söylüyorum ama çanakkale şehitliğine kahraman ecdadıyla gurur duymaya ve şehitlikte fatiha okumaya gelmiş herhangi bir vatandaş için tatmin edici bir gösteri, benim birlikte izlediğim toplulukta bir çok insan oldukça duygulandı.

    gösterimin atatürk ile ilgili bölümü bazı ziyaretçiler tarafından çoşkuyla alkışlandı, mustafa kemal verdiği emirlerle savaşın kazanılmasında en büyük katkıyı yaptı dediğinde çoşkusuna hakim olamayan abi alkışlarına etraftan katılım olmayınca alkışı biraz uzattı ama sonra baktı kmse katılmayacak vazgeçti. bunun sebebi o bölüme kadar osmanlı ordusunun çanakkale savaşındaki komuta kademesinin liman von sanders'ten başlayarak detaylı tanıtımında mustafa kemal'in hiç adının geçmemesi ve ziyaretçilerin mustafa kemal'in yarbay olarak savaşın kazanılmasında birinci adam olması konusunu abartılı bulmuş olması olabilir.
    bence de resmi tarihçilerimiz çanakkale savaşında mustafa kemal'in rolünü gereksiz yere büyüterek mustafa kemal'e haksızlık etmişler, yarbay rütbesinde bir asker olarak kendi sorumluluk alanında muhakkak çok önemli başarılar kazanmıştır ama mareşal düzeyinde idare edilen bir ordunun en önemli adamı olarak gösterilmesi biraz seyirciye oynamak.

    son salonda yapılan akp propagandası ise son derece zorlama ve sakil olmuş, akp sempatizanlarının bile beğendiğini sanmam, son bölümde "çanakkale'den günümüze" başlığı altında hesapta ülkenin geldiği seviye anlatılıyor ama çanakkale savaşından sonrasının anlatıldığı bu bölümde çanakkale savaşı sonrası istanbul'un işgal edilmesi, kurtuluş savaşı, cumhuriyetin ilanı, lozan filan atlanarak doğrudan akp hükümetinin icraatlarinin görüntülendiği, recep tayyip erdoğan'ın dünya liderleriyle obama'yla filan şakalaştığı görüntüler yine başbakanın türk bayrağını yerden aldığı damar görüntüler filan kullanılmış ama en gereksizi ülkenin geldiği noktayı anlatmak için ordunun şu anki toplarını bombalarını göstermek olmuş az önce savaş kötü bir şey mesajı verdikten sonra bu kadar militer bir final o kadar olumlu mesajı bok etmiş.

    (abdullah gül ve eşinin de yine ingiltere kraliçesiyle birlikte görüntüleri konmuş araya heralde abdullah gül gelirse ayıp olmasın diye)

    neyse sonuçta fena bir yer olmamış ama parayı bina ve teknik donanıma harcarken içeriğe ve canlandırmalardaki oyunculuklara da özen gösterseler bununla beraber tanıtımın sonuna da gereksiz bir ulusa sesleniş kaktırmasalar daha iyi olurmuş.

    bunlar dışında canlandırmalardaki içerik hataları ve özensizlikler hakkında belgeselci seyit ahmet sılay aşağıda sıraladığım eleştirileri yapmış:

    - mustafa kemal (atatürk)’ i canlandıran oyuncunun üzerindeki üniforma, çanakkale dönemine ait değildir. başındaki enveriye ( kabalak) modeli ise hiç kullanılmamıştır. kullanılmadığı gibi, böyle bir enveriye hiçbir surette üretilmemiştir.

    m. kemal’ in boynunda asılı duran ve gözetlerken görüntülendiği dürbün “opera” dürbünüdür. oysaki o dönem subayları, osmanlı ordusu için üretilen rodenstock veya zeiss dürbünü kullanıyorlardı. m. kemal’ in omzunda yer alan apoletler ( otel valesinin omuz süsüne benziyor) de ne o dönemde nede cumhuriyet sonrası türk ordusunda kullanılmamıştır.

    - türk subay ve askerlerinin başlarında yer alan enveriyeler de tamamıyla hatalıdır. o şekil bir enveriye osmanlı ordusunun hiçbir cephesinde kullanılmamıştır.

    - osmanlı ordusu yaklaşık 13 çeşit tüfek kullanmıştır. ancak, en çok kullanılan ve bilinen gew 98 alman modelidir. oysa ki, belgesellerde askerlerimizin ellerindeki tüfekler tamamıyla yanlıştır. ve ayrıca bir sahnede askerimizin düşmana çevrilmiş tüfeğinin namlusundan demir parçasının sarkması görülen tuhaflıklardan biridir.

    - osmanlı askerlerinin süngüleri de 1945 modeldir. belgeselde kullanılan süngülerin o dönemle bir ilgisi bulunmamaktadır.

    - yine türk askerlerinin omzunda, günümüz subaylarının kullandığı omuz manşetleri var. oysaki o dönem askerlerinin ceketlerinde bu manşetler kesinlikle yoktur.

    - türk subaylarının ceketlerinde ( liman von sanders’ in karargâh subayları dışında) cep olmaz, düzdür. cepli ceketler, sadece alman subaylarında vardır.

    - subaylarımızın üstten ikinci ceket düğmesi altında, hat şerit vardır. oysaki simülasyon belgesel filminde hiçbir subayımızın ceketine bu şeritler konulmamış.

    - türk subaylarının omuzlarında yıldız kullanılmış. rütbeyi belirten yıldızlar cumhuriyetten sonra kullanılmıştır. o dönemde yıldız kesinlikle yoktur. rütbeler apolet şeritleri ile belirlenirdi.

    - ingiliz ve anzak askerleri tek model tüfek kullandı.bunlar; ingiliz enfield 303 tüfekleriydi. oysaki belgeselde yer alan tüfekler farklı.

    - çok önemli ve belirgin olan yanlışlardan biri de, ingiliz askerlerinin kullandıkları miğferlerdir. çanakkale savaşında ingiliz askerleri, “safari helmet” denilen, enseye kadar inen, üzeri kumaş kaplı başlıklar kullanmışlardı. belgeseldeki ingiliz askerlerinin başlarında, amerikan modeli dediğimiz tencereye benzer yuvarlak metal miğferler var. halbuki ingilizler bu miğferleri sadece ve sadece avrupa’ da ki cephelerde kullandı. çanakkale’ de bu miğferlerden bir tane dahi kullanılmamıştır.

    - avustralya ve yeni zelanda askerlerinin başlarındaki şapkaların sol ( süngünün takıldığı yer) kısmı katlanır ve üzerine “batmayan güneş” rozeti takılır. oysaki belgesel filimde bu şapkalar sağdan katlanmış ve komik durmakta.

    - ingiliz ve anzak askerlerinin teçhizatları ( kütüklük, süngü, kürek, matara vs.) tamamıyla yanlış. sağ ve sol göğüste beşerli olmak üzere, onar adet kütüklük vardır.

    - animasyonlarda görünen ingiliz queen elizabeth gemisinin topları eksik. ayrıca o görüntüdeki gemi, savaştan sonra modifiye edilmiş hali ile karşımızda durmakta.

    - queen elizabeth gemisinde masaya oturmuş toplantı yapan subayların şapkaları düz durmaktadır. halbuki o şapkaların ters durması gerekmekte. ayrıca amiralin rütbesini belirten şeritlerde fazla. benim konum olmasa da yapılan çalışmanın ciddiyetini anlamak için dikkat çekmek istediğim bir başka husus da; bahsi geçen toplantıda duvarda asılı günümüz pilli saatlerinden biri durmaktadır ve geçen süre içinde saat hep 10: 12 yi göstermektedir.

    - aynı toplantıda kara harekâtı da konuşulmakta. oysaki ne resmi yazışmalarda ne belgelerde kara harekatı hiç geçmez. bırakın kara harekâtını konuşmayı, ingiltere’ ye çekilen telgraflarda; istanbul’ a varış saati verilmekte, çaylarını boğazın neresinde içeceklerini konuşulmaktadır.

    - 18 mart gününü konu alan animasyonda, bir sahnede gemiler ters gitmektedir. ( duyduğuma göre rapordan sonra bu düzeltilmiş)

    - hilal-i ahmer türk sahra çadırı üzerinde, günümüzde kullanılan ay yapılmış. oysa ki o dönemde bu ay, daha kalın ve dolgundur.

    - nusrat mayın gemisindeki kaptan bahriyeli askerlere nutuk çekiyor. o sahnede gözüken türk denizci kıyafetlerinin bu dönemle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.

    - en önemli hatalardan biri de, seyit onbaşı’ nın anlatıldığı belgeselde yapılmış. düşman top ateşi sonrası seyit onbaşı ve bir asker dışında herkes ölüyor. kimse kalmadığı için seyit onbaşı topu sırtlamak zorunda kalıyor. oysaki tarihi gerçek bu değil. düşman top ateşi sonucunda bizim 24 lük topumuzun, calaskar ve top sürgü haznesi vuruluyor. çalışmayan calaskar sonucu o mermi yukarı çıkartılamıyor. işte o zaman seyit onbaşı mermiyi sırtlıyor. yapılan düşman atışı sonucu zayiat veriyoruz ancak, tüm asker ve subaylarımızın öldüğü yanlış.
13 entry daha
hesabın var mı? giriş yap