29296 entry daha
  • dünyanın en maymun iştahlı adamı benim sanırım.

    hayatta bugüne kadar neredeyse hiç pişman olmadım yaptıklarımdan. sadece bugün arkama dönüp baktığım zaman pişman gibi hissettim çünkü maymun iştahlılığım yüzünden neredeyse her şeyi bir seviyeye kadar yapıp bırakmışım.

    buna tam bir pişmanlık denir mi bilmiyorum fakat bu kadar şeyle ilgilendikten sonra bugün hiç biri ile amatörce bile olsa ilgilenmiyor olmam kendimi düz bir adam gibi görmeme sebep oldu. hezeyan da olabilir tabi bilemedim şimdi.

    işin doğrusu güzel bir hayatım var. allah'a şükür renkli ve dolu dolu da yaşıyorum. fakat geride bıraktığım onca şey beni üzdü gerçekten.

    daha ilkokula bile başlamamışken müzik kulağım konservatuardan bir hocanın dikkatini çekmişti. adam beni özellikle yetiştirmek istemişti, çalışmaya da başladık ama ben şımarıktım. adam beni piyanonun başına oturtup nota öğretmek için uğraşırken ben gitar odasına kaçar gitarlarla uğraşırdım. sonra gitar çalmayı öğrendim, iyi de gidiyordum fakat sonra vazgeçtim çalmaktan bir sebepten, soğudum ve o günden beri elime de almadım. admira bir gitarım vardı, taşınırken çalındı, dönüp bakmadım bile.

    tenis öğrendim. tenisi çok sevdim. tenis resmen benim sporumdu, son derece iyiydim, hatta bir tenis takımına girmiştim fakat tenisi go-kart için bıraktım çünkü ikisi birden yürümezdi.

    motorsporlarına başlayınca esas bunun benim sporum olduğuna karar verdim! iyiydim de; bir çok defa derece aldım, mahalli şampiyonluklar kazandım. fakat kilo aldığım için go-kart'ı bırakmak zorunda kaldım. eğer yeterince isteseydim kilo verirdim fakat hevesim de kaçmış olacak ki çok da sallamadım. çünkü yaşım gelmişti ve biraz ralliyi denedim. onda da gayet iyiydim. kendi kategorimde dereceler elde ettim fakat maddi sıkıntılar yüzünden onu da bırakmak zorunda kaldım.

    bu arada bir çok hobim de oldu; resim ve heykele çocukluğumdan beri çok meraklıydım fakat resime yeteneğim yoktu. heykel öyle kursa gidip öğrenilecek bir şey değildi ben de mozaik yaptım. onlarca güzel mozaiğim var. hepsini saklıyorum kendi evime çıktığım zaman dekore etmek için. ama artık mozaiğe de burun kıvırıyorum, attım bir köşeye duruyor.

    bilgisayar desem; ilk bilgisayarımı ilkokul 1'de almıştık. yaşıtlarımın henüz bilgisayarın ne olduğunu bilmediği bir zamandı. çok haşır neşirdim bilgisayarla. o yaşlarda kendim upgrade etmiştim bilgisayarı o derece ilgilendim fakat daha sonra bilgisayardan da sıkıldım ve bugün ancak office kullanmasını ya da format atmasını, vs. bilen biri olarak kaldım.

    futbol'a da çok aşırı meraklıydım. iyi de oynuyordum. amatörde oynuyordum 15 yaşında (bir yandan tenis ve go-kart yaptığımı hatırlatırım). a takıma kadar yükselmiştim. devam edebilirdim, babam destekliyordu aslında ama ben salak gibi devam etmedim, futbolcu olup ne yapacağım diye düşünüyordum.

    yazmayı çok seviyordum. şiirler, hikayeler yazıyordum. bugüne kadar biriktirdiğim onlarca şiirim ve hikayem var. fakat çok uzun zaman önce onları da yazmayı bıraktım. hala daha hayalimdir boş vakit bulup güzel romanlar yazmak. biraz tembellikten, çoğunlukla zamansızlıktan oturup yazmaya başlayamadım. ama beynimin içinde onlarca başka hayat, yaşamaya devam ediyorlar.

    üniversite bambaşka bir mevzu. girmek için çok çaba sarf etmedim ama olmak istediğim bir yerdi. girdim ve hevesim kaçtı! 8 senede mezun oldum. bir daha kapısından geçmem derken bugün yüksek lisans yapıyorum ve başarılı sayılırım. öte yandan bu sefer üniversite çok hoşuma gitti. içinde bulunmaktan çok mutluyum resmen ve bağımsız bir akademik bir kariyer planlıyorum.

    öte yandan başarılı bir iş hayatım var. ne hikmetse iş hayatından sıkılmadım ve aynı heyecanla devam edebiliyorum. sadece dönüp baktığımda keşke dediğim tek şey müzikle ilgilenmemiş olmam. keşke müzikle ilgilenseydim. en azından bir enstrüman çalabilseydim (gitar çalmayı unuttum).
244702 entry daha
hesabın var mı? giriş yap