4 entry daha
  • kulaga ve kadife kalplere hos gelmemesi mümkün degil. ancak anlam bu kadar masum degil bence yada zamansız; eveleyip gevelemeye gerek yok yasanan dünyaya ait bir dogru degildir bu. en somutu 15. yüzyılda baslayan dünya nimetlerini yagmalama faaliyetleri belirli periyotlarla kendini göstermistir. elbetteki ilki avrupalının kiliseyle sorunlarını hallettikten sonra gemilere binip afrikadan cin'e hatta hindistana ve amerika kıtasına kadar uzanan kesif amaclı sömürge seyahatleridir. amacı her ne kadar cografi kesifler gibi görünse de bu seyahatlerle anglo sakson milletler bugünkü batı medeniyetinin gücünün iki önemli kaynagını elde etmişlerdir. süphesiz; "materyal ve iş gücü." her ikiside bedava. surinam guyana güney afrika hindistan derken hollanda fransa ingiltere bir kac yüzyılını kurtardı, (tabi bu yöntemi kendini sonradan sonraya toparlayan amerika da kullandı.) ta ki sanayi devriminin ihtiyacları yeniden listelemesine kadar. afrikanın el degmemis savanları, kazma vurmaya kıyılmayacak maden damarları vahsi medeniyetin gazabına ugramis acimasiz kaplanin öldürdügü hayvanin öncelikle en besleyici organı olan karacigeri yemesi gibi hunharca tüketildi. devam eden sürecte elde edilen tüm ganimetler avrupa sakinlerinin arasını bozmayacak sekilde pay edildi. gemiler insan ve hammadde tasıyordu dolayısıyla batı uygarlıgının gelecegini. bu durum bir kac yüzyıl sonra avrupalı sakinlerimiz için yeterli olmadı paylasımın ikinci yarısı için cıkarılan 1. ve 2. dünya savaslari oldukça hırpaladı ve bundan vazgectiler. bu devirde ne oldu hasta osmanlı ölümünü gördü ve gazi yeni bir devletle 20. yüzyılın ilk ceyregini gecirdi. baktı gördüki ikinci dünya savasi kacinilmaz ülkenin durumu ortada civi üretilmeye bile baslanmamiş. yurtta sulh cihanda sulh. yani ben sizin bu dünyayı paylasma programınıza katılamıyorum, savastan yeni cıktım bana bulasmayın ülkeme dokunmayın benden zarar görmezsiniz. o gün bu savasa sürüklenilmedi belki ama dünyaya baktıgımızda görecegimiz bir gercek var ki gücün arkasında yatan gercek; "sulh" degil "suc" tur cöreklenmedir, sahiplenmedir. hayali yada ihtirası olmayan bir ülke metale hükmedemez denge unsuru olamaz haliyle 21. yüzyılda paketlerle, ekonomik programlarla, kredilerle bogusur durur. bunu indirgeyin dünya cografyasından amerika'ya; new york cetelerine bir göz atın, iltica eden göcmenler, zamanın mafya yada cete kavgaları, hesap pesinde kosan politikacılar... dünya bu dokunun sürekli tekrarlarından kuruldu. haliyle sulh john lennon'un hayal ettigi dünyanın gercegidir. patronların yönettiği dünyanın gercegi degildir. bu söz türkiyeyi bir ülke için en acı olan hayalsizlik ve tutkusuzluk ketumluguna sürüklemiştir. degisen dünya ile birlikte gelisen yöntemler bu hunharlıga gerek kalmadan uygulanabilir elbette, ama önce su 8 milyar dolarlık krediyi ve müzakere tarihleri için yapılacak görüşmelerin sonucunu beklemek lazım
157 entry daha
hesabın var mı? giriş yap