76 entry daha
  • big bang iyi bir teori ama çürütülemez değil. fakat çürütmek yerine, big bang ile barışık biçimde ilerlemesi gereken bir teori var elimizde. sicim teorisi ve sicim teorisinin son noktası olan m-theory.

    bu teori ile çoklu evrenler ve buna bağlı olarak tek bir big bang değil de binlerce big bang'den bahsedilir. lütfen, işin sonunda hemen yaratıcıya kaçmayınız. bu dünya'daki canlıları yaratıcı yarattı ve son dini islam diyorsunuz fakat yarın daha 3bin ışık yılını gözlemleyebildiğimiz evren'de sonsuz sayıdaki yıldız sistemlerinde yeni canlı türleri keşfedersek ne olacak? o zaman da mı islam diyeceksiniz ya da hıristiyanlık?

    allah'a inanıyorum çok şükür ama herhangi bir tabum da yok. yarın tanrı'nın yokluğu ıspatlanırsa çok şaşırırım ve bunu hazmetmeye çalışırım. eğer varlığı da ıspatlanırsa mutlu olurum, sorular sorarım, bu iş bu kadar basitken niçin her şeyi tanrı'nın varlığına çekiyorsunuz?

    neyse güzel bir bilimsel teorimiz olan, nefis bir bir hayal gücünü anlatayım sizlere. uzay gözlüklerinizi takın ve sonsuzluğa uçmaya hazırlanın.

    dark flow adında bir şey bulundu, 2008 yılında. makalesi yayınlandı ve bunu yazanlardan, anlamını keşfedenlerden birisi de laura mersini-hougton adında bir bilim kadını. http://en.wikipedia.org/…iki/laura_mersini-houghton fakat bunu wmap'te gören kişi alexander kashlinsky. neyse, devam ediyoruz.

    bu kadının hesaplarına göre aslında evren var olmamalıydı. hesapladığı olasılık sonuçlarına göre evren'deki başlangıç sayılan büyük patlamanın meydana gelebilmesinn olasılığı 10^123. evet, imkansıza yakın bir sayıdan bahsediyoruz burada. peki nasıl oldu da big bang oldu, bu imkansızlıktan nasıl doğdu? resmen peçetedeki spermin, kendi imkanlarıyla doğması demek bu hesaba göre evren'in varlığı. bu kadının da aklına bu takılıyor.

    moder bilimin bu kadına kadar verdiği cevap yoktu. hesaplanılan değer ortadayken bilim buna herhangi bir cevap veremiyordu. tabi iş size kalsa, işte yaratıcı ya deyip bırakırdınız fakat özgür ülkelerde, bilime önem verilen ülkelerde bu işler böyle yürümüyor. demokrasi varsa, kadın düşünüp üretebiliyor.

    devam edelim, big bang'in bu anlaşılamaz noktasında fizik hemen hemen tüm dalları duruyor ve ilerlemiyor bir tanesi hariç: sicim teorisi.

    eğer bir jackpot makinesinin başında kolu çevirip, günlerce kumar oynarsanız elde edeceğiniz şey imkansıza yakın bir zenginliktir: hiç bir şey kazanamazsınız. peki ya dünya'daki 7 milyar insan jackpot'un başına geçse ve her birisi bu oyunu oynarsa ne olur? her saniyede bir zengin ortaya çıkar. kesinlikle birileri zengin olurdu, bir yerlerde. kumarın bu cilvesinden yola çıkarak, bu bilim kadını da big bang'e yorum getiriyor.

    sicim teorisi'nde işte bu olayı yani kumarı 7 milyar insanla sağlayabiliyorsunuz. sicim teorisi size bunu yapmaya izin veriyor. sicim teorisi'ne göre gördüğüğümüz 3 boyutun yanı sıra göremediğimiz 7 boyut vardır ve toplam boyut sayısı 10'dur.

    bu bahsettiğimiz 7 boyut bir paket halinde sıkışık bir şekilde durmaktadır. eğer bu boyutları ayırırsak ya da ayırmaya çalışırsak bunun için bir çok yöntem bulabiliriz. eğer bu boyutları ayırırsanız ortaya sadece bir tane 3 boyutlu dünya çıkmaz , bir sürü 3 boyutlu dünya çıkar. hatta bu yöntemlerin sayısı 10 ^500'dür. yani bu kadar yöntem ile, bu kadar farklı dünya yaratabilirsiniz. tabi işin matematiğini bilmiyorum ama gerçek olan şey bu. 10'un yanına koyacağız 500 sıfırdan bahsediyorum burada, sonsuza yakın.

    büyük patlamanın olasılığı 10^123 iken bu paketleri yeniden düzenlemenin yöntemi 10^500'dür. yan, paketlerin düzenlemesi sayesinde, sizin big bang'i oluşturmanız daha basittir. bu olay, 7 milyar insanın aynı anda jackpot oynamasına benziyor.

    yani, sadece bir evren değil birden fazla evrenin olabileceği bir manzaradan bahsetmek gerekiyor bu noktada. bakın, siz bir evren sanıyorsunuz, bir sonsuzluktan bahsediyorsunuz ama kadın hayal gücünü kullanıp birden çok evrenden bahsediyor. sonsuz değil diyor evren, sonsuzluğun içinde bulunan bir ortamdır diyor ve üstüne üstlük komşularımız da var diyor.

    bunu açıklamak için çok güzel bir otel örneği var.

    bir otel düşünün, oda sayısı 10^500 olsun. her birisi, bir misafir tarıfından içine girmek için kontrol edilsin. her bir oda aslında bir bu kurulan manzaranın bir enerji alanıdır. sonsuz sayıdaki insan, bu otelde boş oda arasınlar. mesela bir odaya girdiniz ve oda çok dolu. bu oda o kadar enerji ile dolu ki, o enerji bir daha girdiği odanın dışına çıkamıyor aynı zamanda başka bir insan yani enerji de giremiyor. ve sonra başka bir oda arasınız kendinize, boş odayı bulursunuz ve yerleşirsiniz. işte bu odaya girdiğiniz zaman bir daha çıkamazsınız çünkü çok yoğun ve sıcaksınızdır. bu yüzden diğer odaların içinde de ne olduğunu bilemesiniz. işte evren'imizin nasıl doğduğunu da buradan anlayabilirsiniz. dolu olanher odanın içinde bir big bang oluşur. her big bang sonucunda da her odada farklı kuralları olan birer evren oluşur. mesela bazılarında ışık hızı saatte 1 metre ile hareket eder, belki bazılarında kütle kavamı yoktur, bazılarında yer çekimi yoktur gibi...

    evet, hayal etmesi güç ve zor geliyor ama bunun çok ama çok güçlü kanıtı var: dark flow.

    wmap'e bakıldığı zaman bir bölgede sıcak olması gereken yer soğuk gözükmektedir. işte bilim adamları bunu merak eder ve orada gördükleri şey aslında hubble'ın gördükleriyle aynıdır ama hubble yanılmaktadır. galaksiler birbirlerinden uzaklaşmamaktadırlar, bir yere doğru akmaktadırlar. (bkz: alexander kashlinsky)

    bahsettiğimiz bilim kadını ise buradan yola çıkarak, şu sonuca varıyor. otel odasındasınız ve yanınızda bir evren daha var. fakat siz bu evreni göremiyorsunuz ama kütle çekiminden dolayı, o evren aslında sizin evreninize ucundan kıyısından dokunuyor ve etkiliyor. galaksilerinizi kendisine doğru çekiyor ve wmap'te bir bölge bu yüzden daha soğuk gözüküyor. işte hani, nasıl olur demeyei, aşağı katınızda kalorifer ve yukarı katınızda kalorifer yanıyorsa siz de bu sıcaklığı hissediyorsanız işte bahsedilen olay da başka big bang ile oluşmuş, başka bir evrenin sizi etkilediği gerçeğidir. yani sadece bir evren yok bu kanıta göre en az iki evren var. üstelik bu bilimden yola çıkarsak iki evren değil 10^500 tane evren olabilir. bu da sonsuza yakın bir sayıdır.

    yani10^500 odalı bir otel odasının herhangi bir katında misafir olabilirsiniz. çok tuhaf değil mi? üstelik modern bilimin bunun için kanıtı bile var. sizin yaşadığınız evren çok küçük bir alana sahip yani, varın gerisinisiz hayal edin.

    son olarak, belki de evren canlıdır ki bununla ilgili de teoriler var. yani bilinçlidir, bilinci vardır. bazı şeylere izin verirken bazı şeylere vermiyordur. belki de evren, her yere baktığımızda gördüğümüz allah'tır. bilemezsiniz ama bu hayal etmenize engel şeyler değil. nasıl ki vücudunuzdaki bir bakteri, sizin varlığınızın farkında değilse siz de evren'de yaşayan bir bakteri olabilirsiniz ki bece parazitiz. (aşırı bilim kurgu ama güzel bilim kurgu)

    sözlerimi (bkz: albert einstein)'ın en sevdiği türküyle bitirmek istiyorum:[ http://www.youtube.com/watch?v=fkgcdgzn7jm ]

    kaynaklar için dark flow ile yazılmış herhangi bir makaleye,
    through the wormhole 2x2'ye (yanılmıyorsam)
    bu makaleye http://www.nasa.gov/…6main_apjletters_20oct2008.pdf
    ve bu makaleye http://arstechnica.com/…s-cosmic-dark-flow-mystery/

    ve son olarak (bkz: alexander kashlinsky)

    bakabilirsiniz. bilimle kalın, hayal etmek iyidir.
116 entry daha
hesabın var mı? giriş yap