türkiye ambalajlı su raporu

• niyetim adamları göt etmek yada hazırladıkları raporu çürütmek değil lakin hazırladıkları raporların temel dayanağını ele aldığınız zaman bilgi kirliliğine neden oluyor haliyle aşağıdaki bkn daki deyim ortaya çıkıyor. hazırladıkları raporda yer alan analizleri kendileri bulmamışlar ve elde etmemişler bu analiz sonuçlarını ilgili su markasının şişesinin üzerinden, üretici firmanın internet sayfasından yada kendilerinden bizzat istemişler. kendi bünyelerinde bilim insanları, laboratuvarı ve tarafsız laboratuvar kuruluşlarıyla alakalı bir çalışmaları da yok. ki çok büyük bir finansal destek, lojistik çalışma ve özveri ister. türkiye gibi güzide ülkemizde daha orucu bozan şeyler hususunda ortak bir noktada buluşamamışken böyle bir çalışma ne yazık ki ülkemizde siksen olmaz. sonra bu değerleri alt alta koyarak kendilerince bilmem hangi uluslararası derneğin yada ülkenin içilebilir içme suyuna göre markaları iyi yada kötü diye ayırmışlar. hatta bazı markalar satışını sundukları suyun analiz değerlerini vermeyince kötülemişler ve raporu okuyacak kişinin aklına olumsuz düşünceler gelmesini sağlayacak şekilde imalı kelimelerle cümleler ve sıfatlar kullanmışlar.
  
  bu durumu avrupa da 20 sene kullanılabilecek elektronik bir eşyanın türkiye de 2 sene kullanılabilmesine benzetiyorum zira avrupa ile türkiye nin havası, suyu, toprağı, altyapısı çok farklıdır. yıllarca dış ülkelere satışı yapılan içme suları bir anda nasıl kötü olabilir anlamış değilim zira saka su gibi bir marka burnundan kıl aldırmayan ingiltere gibi bir firmada oldukça çok tercih edilmekte olup ödüller almıştır ki ödüllü su diye dalga geçilir piyasada. zaman zaman ingiltere, almanya, fransa, rusya vb taşaklı ülkelerin gümrük kapısından kanserojen madde tespit edildiği için geri dönen sebze, meyve ürünlerimiz vardır.
  
  http://www.suder.org.tr/…inaciklamasi_17012013.html
  
  (bkz: eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek)
  (bkz: çamur at izi kalsın)