48 entry daha
  • durakta otobüs bekliyorum, uzun zamandır da istanbul'da olmadığım için istanbulkart'ımda ne kadar para var hatırlamıyorum. durak civarında da yükleme yapabileceğim yer yok, en kötü birinden rica ederim yerime basar diyorum kendi kendime... daha önceki tecrübelerimden faydalanarak, "basma ücreti" olan 2 liramı da hazırladım. biliyorum ki; eldeki 2 lirayı göstererek kart istersen birinden, bulması daha kolay oluyor. bazı dallamalar, başkasına kart bastırıp 50 lira uzattığı için, insanlar temkinli yaklaşıyor artık...

    otobüs geldi, kartı okuttum. ve ilk kötü senaryo gerçekleşti, (bkz: boş akbilin çıkardığı ses). b planı yürülüğe girdi, cebimden çıkarttığım 2 lirayı havaya kaldırarak, kart istedim. otobüste olan yaklaşık 20-25 kişiden ses seda çıkmadı. hayır herkesin son 2 lirası var sanki amına kodumun kartında. bu teklifimi bir kaç kez daha dile getirdikten sonra, sonuçsuz bir şekilde şoföre durumu aktardım. sağolsun insan çıktı kendisi, müsait bir durakta istanbulkartı'mı doldurabileceğim zaman bana haber vereceğini söyledi.

    takribi iki durak sonra, otobüse gayet şık ve güzel olan bir kadın bindi. kendisi, direkt olarak istanbulkart rica etti. önlerden iki beyefendi nazikçe, az önce "bana" uzatılmayan karttan uzattılar bu güzel hanım arkadaşımıza. sakinliğimi koruyorum, efendiliğimden taviz vermemek adına kasıyorum kendimi, yoksa; "ben kart isterken, dalgın dalgın uzaklara bakan gözlerinizi sikeyim" derdim ama demedim... daha sonra kadın, çantasından iki lira çıkarıp elemanlardan birine verdi, teşekkür etti.

    yolculuk devam ediyor, ama otobüstekilere küskünüm, kırgınım. hep dışarı bakıyor, otobüste olanlarla ilgilenmiyorum... bu şekilde az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik. benim ineceğim durağa geldik nerdeyse. gittim şoförün yanına;
    - "kaptan" pardon, müsait olunca akbil dolduracağım yer söyleyecektiniz ama bir sonraki durakta inmem lazım.
    - hee! ben unuttum onu arkadaşım. ama gelip buraya sorman bile yeterli, çoğu arka kapılardan 2 lira basmamak için kaçak biniyor. bu seferlik böyle olsun, gerek yok basmana...
    dedi, ve bende beleşe seyahat etmenin verdiği mutlulukla orta kapıya doğru yol aldım. giderken de, kendisine kart verilen kadına "naaber?" bakışı attım. gerçi anlamadı ama olsun.

    siz şimdi; kadın güzel olduğu için avantajlıydı ona istanbulkart verdiler, ben kıllıyım çirkinim bana kimse kart vermedi, diyeceğim sandınız ama öyle değil işte olay. dış güzelliğim yüzünden kimse yardımcı olmasa da, iç güzelliğim sayesinde beleşe yolculuk yaptım...
    iç güzellik > dış güzellik
57 entry daha
hesabın var mı? giriş yap