deniz özbey
-
taşikardi isimli yazıları olan, geceleri yazdıklarını okumanın insanı pesimizmin kıyılarında dolaştıran yas kokan düş kokan gülüşü olan.
bir sana - ki - iki bana
o arada orada durdum ki
kaçı vurdum kaçıyordum
...
i ... sana
biliyordum hep bu mevsimde
aşk bize göre değildi seninle
az ötemizi göremememizdi
yetişir miydik ki son sefere
böyle söyle
yetinir miydik uzandığımızla
uyuduğumuzda bir kaygı de
bir saygı düşür aklıma sırla
beni en sırça düş ölümlerle
de ( aynı zamanda burada )
di ( dem )
yok sıcacık öpememelerdi az
hiçbir kere biz edememelerdi
yaz
ii ... bana
sana verdiğim sözleri yaz
kaç adımda geri alırım ah
kaç yağmur çok sağanak
yağarım kendine bedelim
ya
kaç kar kaç kor ateşinde
yanarım
çok yağmur kaç sağanak
bütün gece fena bir halde
ağlarım sözlerim - ellerim
mi buz bütün bir gece ela
gözlerin aşka bela renkte
sus ( pus )
başa sarmamalardı bu bakış
çok kere bizi saramamalardı
kış
....
o arada nerde durdum ki
seni vurdum seviyordum
elim sende sevdalar
bu hep aynı yazın aynı şarkısıydı
aynı yaralı çocuğun aynı ölü aşkı
...
acısını acıtan kalbimin
sızısını sızdıran bir şeyler vardı
senin şımarıklığın
benim ışıkları söndürmemdi .... yıldızları
yakmandı yaramazlığıma ısrarla dediğin
dedik hayatlara karışmamdı susmalarım
esrarla inadım
inat yarınlara kapılmamdı ... ay vurgunu
biz yorgunduk .. yıldız rengi biz sonsuzu
ah akmazdım söz
vermiştim zamana ... kör sarhoşluğuna
sır olmuştum bakmazdım - tutunmamdı
unutmam ...
utanmamdı tutuşmam
açmazdım ateş dehlizinde öyle çok kere
özlemiştim her seferimde ... seferinde ...
sanmalarım bu kadar kader kanmalarım
o kadar keder .... acısını acıtan kalbimin
sızısını sızdıran bir şeylerdi - vesaireler
benim hasretlerim
artık senin nefretlerindi ... ihanetleri
yaşatmamdı yalancılığına yabancılıkla
neden niçin korkmalarındı korkuların
hep mi gitmelerim
uçurum uçurum diyarlardı ... boşluğun
hoşluğum ... yol yorgunluğu olgunluğu
solgunluğum
ah inanmazdın söz
vermiştin zamana .... beter sancılarıma
heder olmuştun savurmandı sakınmam
savurman
tutulmamdı unutman
kaçmazdın alev denizimde öyle çok kere
beklemiştin her seferinde .. seferimde ...
...
bu hep aynı yazın aynı şarkısıydı
aynı yaralı çocuğun aynı ölü aşkı
kadirşinas
ve bu şiirimde sen ve
bu şiirimde sen ve bu
şiirim de sen
hangi aşkı hangi aşkla reddetmem
sanırdım ki hırsım zamanı durdurur
hangi anı hangi yanı ile kaybetmem
lakin üvey ihtimallere hep gelin olur
sevgiler sevdalar baharlar ah ve bu
şarkımda kim ölü bulunur intiharlar
çok ihtimal peşimden sürüklemem
bir ihtimal hiç oralı bile olmam aşk
senle yakışmam suretine ilk perde
terli teninde esmer günlerin buğulu
bir gözyaşı ile beni hapsettiği yalan
deli sularına kapıldığın ayrılığın hoş
boş harbim sancılı yeminlerde öfke
yazlar güzel sadece dokunmadığın
deminde dokumadığın renginde ay
çok yerinde sanki kiri ile sevişmem
öpüşmem bir yerinde susuşum aşk
son perde vurulmam bitmem senle
ağrı sızı kederlere hep yalnız büyür
içimdeki çocuk adam ah ve bu hali
halsizliğime ne kadar yatak yorgan
hangi aşkı hangi aşkla çoğaltmam
sanırdım ki birkaç adımla yürürüm
hangi seni hangi benle soldurmam
sen hiç seni terk etme kalbim sen
hiç seni terk etme kalbim sen hiç
seni terk etme kalbim
tuhaf ...yani normalden muaf
böyle mi yazılırdı ?
doğruysa silinir
yanlışsa kazınırdı
en en en derine
ve en serin yerine..suyun
bu da bi oyun
i
ilk adımı sen
at ... ben çok şeyi unuttum
hayatın raks-ı şehveti katil
çok deli kendine bulut ...
ve bu gece ...
daha çok kaçabilmemiz için
kendimize daha bir hızla sür
ölümü üzerimize ...
sen umut ... yorma beni bin
seferde ...
ii
sonra ebedi pusun
edepsiz ruhuna ... sanki bedenime
yıldırımlar düşmüş ... kim küsmüş
aşkın en lezzetli karadut şarabına
şimdi bir ihaneti
gözlüyorum .... az sonra kapıdan
içeri girecek ahı hayatı yeri göğü
sebepsiz inletecek ...
sen beni buralarda
hiç görmedin ve duymadın ...
bu sonra yanıma
sinsice sokulmana değmeyecek
sessizce sarılmana yetmeyecek bu
iii
sahilde birkaç ayak izi ki ...
ne kadar sürüklenirsek
o kadar kaldığımıza işaret devam
buram buram bilmem ne korkmak değil
kokmak tutam tutam kafamızda ki zehir
hep yol mu gösterir adama ...
üstüne serilmemiş düşleri sen
kendinde ada ... ben şarkımda
sen yolunda veda ...
kıyıya vurmuş ölü yaşamlar bir
yere varır mı ama ...
ve su yeşil akacak ...
o bakacak bakacak ...
ii
seni büyüttü aşk
beni hiç bilmediğim bir uykuda boğdu
beni savurdu aşk
seni savurdu aşk
beni hiç sevmediğim bir anımda vurdu
beni büyüttü aşk
i
biz
sözümüzü tutmayı hiç mi bilmiyoruz
ve sonra son adımda
adımı anımsamıyorsun sen .. ki ben
başa dönmelerimde kimi öpüyorum
aşkrostiş
ah yapma be yalnızlığım
şerefine doldurma beni
kadehine
...
bildiğim koca bir gece ıssızdık
eski şarkılar gibi -hani delirirdi
sazlar tutuşurdu sözler ya öyle
bir zamanlar
biz zamanlardı işte yaz sarılışı
adı
kış sığınışı şimdiki zamanında
öpüşü her gece kendine az ve
deli bakir sandığımız gibi fakir
bir burukluk bu
kimler yıkandı bizden sonra ay
ışında kalbim güneşine ilk kim
uzandı tertemiz elleri ile
bildiğim her gece bir fazlaydık
lakin
biri gider biri gelirdi sanki hep
sarhoşluk dilimizle tadımızda
renk
hangi ahenkti gözlerimiz deniz
kaç yaşındaydı sözlerimiz aşk
kimdik sahi biz dev batışlarda
vurduğunda kıyı savrulduğum
ayrılığa yakışmayan yanaşma
yoruldum
ve yok olduğum bittiğim neydi
gittiğim hangi şiirdi kifayetsiz
kafiyesiz kaldım
...
ah boş ver yalnızlığım
şarabın olayım varsın
kadehinde
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap