18 entry daha
  • sinoplu diodoros (m.ö. ii. yüzyıl), iskolastik aristotelesçi felsefe okulunun ustası olan öğretmeni kritolaos ölünce, onun yerine geçti. diodoros'a göre ruhun özünü ethera (esir) meydana getirir. ahlak anlayışı, stoacılık ile epikurosçuluğu bağdaştırmaya çalışır.

    anaksimenes'in öğrencisi olan apollonialı dioegenes (m.ö. v. yüzyıl), anaksagoras'dan etkilenerek ionia felsefe okulunun öğretisinde değişiklikler yapmış, her şeyi oluşturan temel öğe saydığı havanın sonsuz, sınırsız, hareketsiz olduğunu, her şeyi bilip kusursuz biçimde düzene koyduğunu ve her şeye gücünün yettiğini savunmuştur. ayrıca, apollonialı diogenes peri physeos (doğa üzerine) adlı, elimizde ancak bazı parçaları bulunan bir eser yazmıştı. aristoteles onun damarlar hakkında yaptığı bir tasviri nakleder; bu da onun anatomi alanında yaptığı araştırmaların dikkate değer bir örneğidir.

    babil'li diogenes ( m.ö. ii. yüzyıl) ise, seleukia'da doğan diogenes krysippos ile tarsuslu zenon'un öğrencisiydi. m.ö. 156 - 155 yıllarında atinalılar onu aristotelesçi filozof kritolaos ve akademialı filozof karneades ile birlikte oropos şehri ile ilgili görüşmeler yapma yetkisi vererek roma'ya elçi olarak yolladılar. babilli diogenes, stoacı felsefenin en ünlü temsilcilerinden biri idi. rüya tabirleri ve yıldız falı üzerine yazdıklarından cicero, de divinatione (kahinlik üzerine) adlı kitabında faydalandı.

    oinoandali diogenes (m.s. ii. veya iii. yüzyıl) ise, doğduğu şehirde, epikuros felsefesini ortaya koyan, savunan ve yücelten bir yazıt diktirdi. bu yazıtta, özellikle söz konusu felsefenin tanrı, ölüm ve kötülük korkusundan insanı kurtaran yanı belirtilir.

    bir de sinopeli diogenes (m.ö. 413 - 327) vardir. kinik felsefe okulunun kurucusu olan sinope'li diogenes (diyojen de denir) antisthenes'in en ünlü öğrencisi idi. diogenes'e göre en üstün iyi, erdemdir, fazilettir. bilim, şan ve şeref, servet hor görülmesi gereken uydurma "iyi"lerdir. felsefenin özü, her yerde özentiyi kötülemek ve onun karşısına tabiatı koymaktır. bilge, kendini, istek ve duygularından uzak tutmalı, ihtiyaçlarını en aza indirmelidir. platon'un "çılgın sokrates" dediği diogenes, her mevsimde yalınayak dolaşır, harmanisine sarınıp tapınak kapılarında yatar ve bir fıçıda otururdu. büyük iskender'e, korinthos'da kendisine "bir dileğin var mı?" diye sorunca "var, gölge etme, başka ihsan istemem" demişti. bir gün çeşmeden avucu ile su içen bir çocuk görünce "bu çocuk bana fazladan eşyam olduğunu öğretti" diye haykırıp su çanağını kırdı. hareketi inkar eden elealı zenon'un bir dersinde, ona cevap olarak kalkıp yürümüştü. sıradan insanları o kadar küçümserdi ki, bir gün öğle vakti, elinde fener, "bir adam arıyorum" diye söylenerek atina sokaklarında dolaşmaya çıkmıştı. gerçi atinalılar onunla alay ederlerdi ama, çekinilen ve sayılan bir insan olduğu da bir gerçekti.
198 entry daha
hesabın var mı? giriş yap