1 entry daha
  • neden devrimci turizm işçileri sendikası neden disk? sorusuna cevap veren turizm iş kolu sendikası.

    neden devrimci turizm işçileri sendikası neden disk?

    çünkü biz işçiyiz! biz turizm işçisiyiz. dünyanın çeşitli ülkelerinde, şehir ve kasabalarında, köylerinde, antalya da, istanbul da, izmir de, erzurum palandöken de, turizm iş kolunda çalışan turizm işçileriyiz. her birimizin farklı ırkı, rengi, dini, dili, mezhebi, cinsiyeti olabilir. hatta siyasi görüşlerimiz bile farklı olabilir. ama hepimizin yaşamını sürdürebilmek için, ailelerimizin ihtiyaçlarını karşılayabilmek, insanca yaşayabilmek için, çalışmak zorundayız.

    bu çalışmanın karşılığında insanca yaşanabilir bir ücreti almak zorundayız.

    kimimiz çalışabilecek bir iş bulabiliyor, kimimiz çalışacak bir iş bile bulamıyoruz. çalışanların büyük kısmı da sigortalı, güvenceli bir çalışma hakkından yoksundur.

    birçoğumuz işsiz, kimimiz emekli, bazılarımız sezonluk, bir kısmımız ekstra, kimimiz stajyer. bazılarımız bir avuç topraktan çıkardıkları ek bir geliri, ücretlerine ekleyerek yaşam mücadelesi veriyor.

    otellerde, restoranlar da, lokanta ve barlarda, eğlence yerlerinde, kafeler de, seyahat acentelerinde, tur operasyonlarında çalışıyoruz. biz turizm işçileriyiz.

    emek eksenli bir sektör olan turizm iş kolunda çalışıyoruz. ülkemizde ağırladığımız 10 milyon turiste hizmet üretiyor, milyarlarca dolar olan turizm gelirini, ülkemize kazandıran biziz. türkiye işçi sınıfının önemli bir parçasını oluşturuyoruz. tüm işçi sınıfı ile sorunlarımız aynı, taleplerimiz ortak. yaşayabilmek için çalışmak zorundayız. iş güvencesine sahip olmak hakkımız.

    işsizlik sigortası turizmde sezonluk işsizlikleri kapsamıyor. her sektörde olduğu gibi turizmde işsizlik açlıktır.

    iş kazaları karşısında korunmak, daha iyi çalışma koşulları, iş güvenliği, işçi sağlığı, sosyal haklar vazgeçilemez haklarımızdır. ücretli hafta tatili, yıllık ücretli izin, doğum izinleri, 8 saatlik iş günü, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti kullanılamaz hale geldi. haklarımızı koruyacağız ve kullanacağız.

    yıllarca ödediğimiz primlerin ve vergilerin, karşılığını almak bizim en doğal hakkımız. vergilerimizin ve primlerimizin patronlara ucuz kredi olmasını değil, insanca yaşanabilir bir emekli maaşı, işsizlik sigortası, okul, hastane, ucuz konut, bakım evi ve yeni işyerleri, yeni istihdam olanakları olarak dönmesin istiyoruz.

    bir işçi, bir insan, bir yurttaş olarak, insan olmaktan doğan haklarımızı, (çalışma hakkı, örgütlenme hakkı, kadın hakları, çocuk hakları) gibi demokratik haklarımızı kullanabilmek ve geliştirebilmek için, örgütlü birey, örgütlü toplum olmak zorundayız. bunlar bizim doğuştan kazandığımız, olmazsa olmaz haklarımız. biz bu haklarımızdan vazgeçmiyoruz. vazgeçmeyeceğiz. ve hatta biz bu hakları geliştireceğiz.

    örgütlü değilsen hak da yok.’’ işine geliyorsa çalış, işine gelmiyorsa işte kapı’’ en çok duyulan cümle. yâda hak arayana ‘’ hak değirmende olur ‘’ cevabı.

    uluslar arası çalışma örgütü (ılo) 1991 yılında dünya ülkelerine 172 sayılı bir sözleşme teklif etti. sözleşmenin başlığı, turizm çalışanlarının çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmeden olunmaktadır. türkiye cumhuriyeti devleti bu sözleşmeyi 20 yıldır imzalamıyor. türkiye’nin en çok işçi istihdam eden ve en önemli döviz girdi kapısı olan turizm de çalışan, milyonlarca turizm işçisinin, çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmeyi, devlet önüne hedef olarak bile koymuyor. personel müdürlerinin çoğunun masasında bir iş yasası bile yok. çünkü bakmaları bile gerekmiyor. kimse hak talep edemiyor, haklar uygulanmıyor. bireysel taleplerse işten atılmalarla sonuçlanıyor.

    işçiler kendi öz örgütleri olan sendikalarda örgütlenmedikçe, güç birliği yapmadıkça, ulusal ve uluslar arası sınıfsal dayanışmayı sağlamadıkça, geçmiş işçi sınıfı mücadelelerinin derslerini önlerine koymadıkça bu zulüm, bu baskı, bu sömürü sürecek.

    turizm işçileri türkiye de 65 yıldır sendikal mücadele veriyor. dönem dönem şartlardan ve yöneticilerden kaynaklanan iyi ya da kötü, başarılı ya da başarısız dönemler yaşandı. garsonluğun süfli (pis) meslek sayıldığı, şahitliğine bile itibar edilmediği dönemlerden, eğitim kurumlarında ders ve bölüm olarak açıldığı günlere gelindi. türkiye de ilk defa disk’e bağlı bir sendika olan oleyis disk ten ayrılıp hak-iş’ e gitti. sendikanın başına da, bu işkolunun işçilerinin ve türkiye de aydın demokrat çevrelerin çok iyi tanıdığı bir ekibin geçmesi, türkiye sendikal hareketine kara bir sayfa olarak yapıştı. devrimci işçi sendikaları konfederasyonunun bünyesinden taşımaya zorladığı oleyis artık disk ten gitmiş oldu. şimdi disk in ilk sendikalarından biri olan turizm-iş sendikasını yeniden kurup, örgütleyip işkolunda güçlü, ilkeleri bakımından güçlü, kadroları bakımından tutarlı bir yapıya derhal ulaşmak zamanıdır.

    şimdi devrimçi turizm-iş örgütlenmesi zamanıdır.

    türkiye ve dünyada her zaman devrimci kitle ve sınıf sendikaları mücadelelerini yükseltirken, sarı sendikalar işçi sınıfı aleyhine, kişisel çıkarları uğruna sınıfa ihanet ederek faaliyetlerini sürdürdüler, yinede sürdüreceklerdir.

    biz bunlara takılmadan, disk in ve devrimci turizm-iş sendikamızın, diğer işkollarındaki kardeş sendikalarımızın, dünya işçilerinin birlik, dayanışma ve mücadelelerini yükseltelim.

    kendi işkolumuzda ve tüm iş kollarında, baskı, zulüm ve sömürüye baş kaldırarak, haklarımızın gasp edilmesini, emeklerimizin sömürülmesini, bizlere kader gibi sunulan bu yaşam ve çalışma düzeninin, çanına ot tıkayalım.

    başka bir dünya, başka bir yaşam, mümkün.

    şimdi devrimçi turizm-iş örgütlenmesi zamanıdır.

    türkiye ve dünyada her zaman devrimci kitle ve sınıf sendikaları mücadelelerini yükseltirken, sarı sendikalar işçi sınıfı aleyhine, kişisel çıkarları uğruna sınıfa ihanet ederek faaliyetlerini sürdürdüler, yinede sürdüreceklerdir.

    biz bunlara takılmadan, disk in ve devrimci turizm-iş sendikamızın, diğer işkollarındaki kardeş sendikalarımızın, dünya işçilerinin birlik, dayanışma ve mücadelelerini yükseltelim.

    kendi işkolumuzda ve tüm iş kollarında, baskı, zulüm ve sömürüye baş kaldırarak, haklarımızın gasp edilmesini, emeklerimizin sömürülmesini, bizlere kader gibi sunulan bu yaşam ve çalışma düzeninin, çanına ot tıkayalım.

    başka bir dünya, başka bir yaşam, mümkün.

    yaşasın devrimci işçi sendikaları konfederasyonu,

    yaşasın devrimçi turizm işçileri sendikamız,

    yaşasın dayanışmamız

    haydi örgütlenmeye.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap