74 entry daha
  • bokum gibi film.

    sıkıcı mı sıkıcı, klişe mi klişe.

    bir de nasıl reklam, nasıl reklam.

    vodafone red reklamını insanın gözüne gözüne sokuyorlar. hatta insanın gözünü çıkarırcasına.

    hem de aptala anlatır gibi.

    şimdilerde dizilerde var ya bu şekilde reklamlar. yeni bir telefon modeli mesela. dizinin karakteri "hemen x marka telefonumuzla bunu halledebiliriz" gibi senaryonun içine dahil edilmiş bir replikle reklama konu telefonu alıyor eline, telefonun çeşitli aplikasyonlarını kullanıyor, biz de bu şekilde dizinin içine yedirilmiş reklamı izliyoruz.

    al bu film de öyle işte.

    havaalanına gidilecek sözgelimi. "vodafone red zattırı zutturusuyla gideriz" diyor karakter.

    yine dizilerde sıkça karşılaştığımız bir reklam yedirmesi olarak, sokaktaki bilboard'larda, afişlerdeki ürün tanıtımları var ya.

    bu filmde de var.

    her yer, yer gök vodafone.

    biraz da iş bankası.

    hep reklam kokan hareketler.

    bir de illuminati simgeleri.

    üçgen içinden geçen gökkuşağı, bafomet, piramit...

    filmdeki kadın ve erkek, sokakta giderken erkek bir mağazanın vitrinindeki üçgen içinden geçen gökkuşağının bütün gökyüzüne yayıldığını görüyor.

    kadının evinin salonunda bafomet tablosu var.

    adamın yatakodasında piramit tablosu.

    şimdi tek tek sahnelerden görüntü alıp buraya koyardım ama ne uğraşacağım, ona sikko reyiz yapsın o işi. (bkz: michael sikkofield)

    atiye de işin içinde.

    onun da illuminati simgeleriyle bezeli klip değerlendirmesi için bakınız: http://www.youtube.com/watch?v=j1ibl3adbgw

    ne ayak oğlum bu film?

    engin altan düzyatan'ın adı mehmet filmde.

    özgü namal'ınki ayşe.

    isimlerin düzlüğüne bak. çok düşündünüz mü bu isimleri?

    neyse filmi buradan vurmayacağım ben.

    --- spoiler ---

    mehmet, boşanmış.

    ayşe evli ama kocası evden kaçmış. nerede olduğu belli değil.

    bu ikisi arkadaş.

    birlikte ayşe'nin kocasını arıyorlar.

    bu arada yakınlaşıyorlar.

    mehmet, ayşe'ye aşık oluyor ama sonuçta ayşe evli diye aşkını itiraf etmiyor.

    ayşe bunu arkadaş olarak görüyor.

    ama bir tuhaf arkadaşlık.

    ayşe'de mehmet'in evinin yedek anahtarı var. sabah laps diye giriyor mehmet'in evine, çiçek falan suluyor, kahvaltı hazırlıyor.

    mehmet de böyle habersiz gelmesinin doğru olmadığını lisanı münasiple söylüyor. "böyle habersiz geliyorsun ama belki çıplağım" diyor.

    ayşe'nin cevaba gel:

    - ne olacak ya, yetişkin insanlarız.

    bunlar adaya gidiyorlar ayşe'nin kocasını aramaya. son vapuru kaçırınca otelde kalmaya karar veriyorlar. hay allah ki otelde de bir tane oda kalmış. "ne olacak ya, arkadaşız" diyip geçiyor bunlar odaya.

    başta mehmet yerde yatıyor. sonra ayşe bunu yatağa çağırıyor. "ne olacak yaa, arkadaşız."

    sonra mehmet yatağın kenarına ilişiyor.

    ayşe diyor ki:

    -kotla mı yatacaksın mehmet?

    hop, kot pantolonu da çıkarıyor mehmet.

    - ne olacak ya, arkadaşız.

    ulan?

    tamam arkadaşsınız ablam, lafımız yok da, azıcık sanki bokunu çıkarıyor olabilir misiniz?

    en sonunda tabi bu ikisi kavuşacak, ne olacak?

    mehmet, izmir'de konsere hazırlanırken, hemen o an, o dakika, ayşe'ye aşkını itiraf edesi gelecek.

    bir koşu uçakla istanbul'a gidecek.

    tam ayşe'ye aşkını itiraf edecekken a aaa ayşe'nin kocası gelmiş, bunlar barışmışlar.

    yine bir koşu uçakla izmir'e dönüp konsere yetişecek.

    ayşe sürpriz yapıp konsere gelecek.

    mehmet ayşe'yi görecek izleyiciler arasında.

    sahneyi, gitarı bırakıp ayşe'nin yanına gidecek.

    öpüşecekler ve film bitecek.

    --- spoiler ---

    klişenin dibi.

    http://birazsinema.blogspot.com/…yalnizlik-var.html
107 entry daha
hesabın var mı? giriş yap