38 entry daha
  • sabah sabah ne alaka ise anılarından birkaç parça okudum ve çok değişik bir kafa yapısına, devlet-vatan algısına sahip olduğunu fark ettim.
    başarısız darbe girişimlerinin patenti türkiye'de kendisine aittir. balyoz ve ergenekon'dan çok evvel, başarısız darbe girişimlerine türkiye'de nasıl muamele edildiği, talat aydemir vak'ası ile görülmüştür. adam kendini idam ettirene kadar, bir deli cesareti ile, sürekli darbe yapmaya çabalamış. çünkü kafasında farklı bir türkiye algısı varmış adamın.
    talat aydemir'in tek derdi "demokrat parti'nin mirasçıları yeniden iktidar oluyor" kaygısı değil aslında. kendisi 27 mayıs darbesini bir noktaya kadar benimsemekte, fakat amacına ulaşamadığını düşünüyor. çünkü ona göre darbe sonrası türkiye'de o dönemde mevcut bulunan siyasi-sosyal yapı değiştirilmedikçe, demokrasiye dönüşün bir anlamı yok, aynı tas, aynı hamam olacak diye düşünüyor. halkın hür irade ile oy kullanamadığı kanısında, çünkü siyasi partilerin ve dolayısıyla seçimlerin ağalar ve sermayedarlar tarafından domine edildiği kanısında.
    değişik bir atatürkçülük yorumu var. bence içten içe sosyalist ama kendine itiraf edememiş, çünkü komünizm de sevdiği bir kavram değil. bunu atatürkçülük olarak yorumluyor. antikapitalist bir duruşu var. tam bağımsız türkiye ideali sebebi ile anti-amerikancı bir noktaya gelmiş. bunda kore savaşında görev almış olmasının etkisi var mıdır bilinmez.
    kendisi hakkında darbe girişimleri ideolojik temelden yoksun olduğu için başarısız olduğu söylenir de, bence tam tersi, adam darbeden sonra ne yapacağını düşünmüş de, darbeyi nasıl ve hangi güçle yapacağını hesaplamamış. istemiş ki, hiç kan dökülmeden ve tartışma olmadan gelip ona yönetimi teslim ediversinler. bu sebeple ilk darbe girişimi bir çeşit blöf. isteklerimi yerine getirmezseniz çok pis olay çıkartırım demiş, "e hadi çıkar o zaman" dendiğinde de, çıkacak olayın büyüklüğünden korkmuştur. ikinci darbe girişimi ise pür şuursuzluk zaten.
    "halk bunun farkında değil ama, halkın iyiliği böyle yönetilmektir" diye bir yönetim şekli hayal etmiş. kendince demokrasi, ama modern demokrasi algısına göre değil. halkın manipüle edildiğini düşündüğünden, tersine manipüle etmek istiyor bir noktada.
    her şeye rağmen, kafasındaki ideale tutku ile bağlı bir adam. ama bu ülküye ulaşmak için de her yolu mübah göremeyecek bir vicdan yapısına sahip. bu sebepledir ki, kendini öldürtene kadar durmak bilmeden çabalamış, fakat bu çabaları içerisinde etik anlayışından da ödün vermemiş, duruşunu bozmamak için canından olmayı göze almış.
    son tahlilde, başarılı olsaymış türkiye'nin gamal abdel nasser'i olacakmış. hem milliyetçi, hem sosyalist, hem antikapitalist, hem militer. fakat ibrenin mısır'da nasser'e döndüğü şekilde kendisine dönmediğini hesaplayamamış.
    bir nasser olsa idi, iyi mi olurdu? elbette olmazdı. türkiye farklı bir yer olurdu, ama daha iyi olmazdı. birçok örnekte test edilip kanıtlandığı üzere power corrupts absolute power corrupts absolutely.
157 entry daha
hesabın var mı? giriş yap