577 entry daha
  • diyaloglar, sadece ingilizcede anlam ifade edebilen çok pis kelime oyunları içermektedir. o yüzden ister altyazılı izlensin, ister star'ın efsane yekta kopan dublajlısı izlensin, yine de bazı diyaloglar anlaşılmamaktadır. illa ki ingilizce anlayıp, ingilizce seyretmek gerekmektedir.

    örneğin ilk filmde, 1955 yılındaki cafede marty telefon edip geri döndüğünde tezgahtar ile aralarında şöyle bir diyalog geçer. yıllar yılı ben burada niye marty ile tezgahtarın bir türlü anlaşamadığını çözememişimdir.

    tezgahtar: bir şey ısmarlayacak mısın evlat?
    marty: bir soda alayım. (veya bir su alayım, hede alayım. burası çevirmenin insafına kalmış)
    tezgahtar: bir şey ısmarlamazsan sana hesabı veremem. (farklı bir çeviride de su isteyen marty'ye "su veremem başka bir şey söyle" diyor. niye su veremiyorsa artık)
    marty: tamam. bir diyet kola verin o zaman.
    tezgahtar: eğer kola istiyorsan dostum, bunu ödeyebilmelisin.
    marty: bana sadece içinde şeker olmayan bir şey verin, olur mu?

    şahsen senelerdir hiçbir şey anlamadım şu diyalogdan. marty hesap istemedi ki "bir şey ısmarlamadan hesabı veremem" diyorsun. hem ısmarladı ya işte. soda istedi. para ödeyemem falan da demedi ki "kola için para ödemelisin" diye belirtiyorsun. hem öyle olsa tezgahtar "kola için para ödemelisin" dediğinde, "ödiycez heralde yarram bedava içecek halimiz yok" demesi lazımdı, niye fikrini değiştirip koladan vazgeçiyor? dünyanın en anlamsız diyaloğu oluyor biz dublajlı veya altyazılı izleyenler için.

    oysa ki bu diyaloğun orijinali nasıl?

    tezgahtar: are you gonna order something, kid?
    marty: give me a tab.
    tezgahtar: i can't give you a tab unless you order something.
    marty: right. give me a pepsi free.
    tezgahtar: you want a pepsi, pal, you're going to pay for it.
    marty: just give me something without any sugar in it, okay?

    marty şekersiz içecek seven bir arkadaştır. kolayı olsun, gazozu olsun diyetinden, şekersizinden içer. bunu filmin en başlarında görürüz.

    tab, ingilizcede hesap anlamına gelen bir kelimedir. aynı zamanda da coca cola company'nin 1963 yılında yani marty'nin bulunduğu yıldan sonraki yıllarda çıkardığı şekersiz içecektir (şimdiki zero gibi düşünün. "bana bi zero ver" dersiniz ya hani).

    yani marty ilk cümlede "bana bir tab* ver" demektedir. ama tezgahtar tab'in ne olduğunu bilmediğinden marty'nin hesap istediğini zannetmekte ve "bir şey içmedin ki neyin hesabını vereyim" demektedir.

    daha sonra marty pepsi free istemektedir. pepsi free dediği pepsi'nin şekersiz ve de kafeinsiz ürününün ticari adı. "madem coca cola'nın şekersiz içeceğinden yok, o zaman pepsi'nin şekersizinden ver" demek istemektedir. fakat o yıllarda daha bu ürünlerin diyeti henüz üretilmemiş demek ki, tezgahtar pepsi free'yi de "beleş pepsi" diye anlamakta ve "pepsi istiyorsan ödeme yapman gerekir" demektedir.

    en sonunda marty pes edip "şekersiz ne varsa onu ver bari" demektedir.

    bu diyaloğu, espriyi bozmadan çevirmenin imkanı yok.

    ek olarak bir de tespit yapayım. marty ilk filmin başlarında, evde masada diyet pepsi içiyor. yatağının başucunda diyet pepsi var. ve hatırladığım kadarıyla filmde marty'nin diyet pepsi sevmesi ile ilgili yukarıdaki diyalog dışında herhangi bir vurgu olmuyor. sanırım marty'ye filmin başında diyet pepsi içirmelerinin tek nedeni de bu yukarıdaki diyaloğu anlamlı kılabilmek. normal pepsi içiyor olsaydı yukarıdaki diyalogda pepsi ister ve içerdi.

    edit: fotoğraflar için kimse bana tavuk diyemez'e teşekkürler.
822 entry daha
hesabın var mı? giriş yap