280 entry daha
  • sanilanin aksine hicbir zaman insanlara hizmet etmek icin kurulmamis olan, her zaman belli bir zumreyi halkin geri kalanindan ustun kilmak icin ortaya cikmis olan kurum. genelde devlet icin "devlet halka hizmet etmek icin var" geyigi soylenir ama devlet denen kurumun insanlik tarihindeki cikisina bakinca boyle bir seye rastlamak maalesef mumkun degil.

    devlet denen kurum ortaya cikmadan once insanlik henuz yerlesik hayata gecmemisti. insanlar magaralarda ve kendi kurduklari yuvalarda yasayip avlanarak besleniyordu. asagi yukari her insan ayni zenginlikteydi. tabi avcilik yetenegi iyi olan ve biraz sansli olan birinin karni daha sanssiz olan birine gore daha kolay doyacakti ama gunden gune az fark olusacakti.

    insanlar yerlesik hayata gecince is bolumu dagitimi gerekecekti. artik herkes avcilik yapmayacakti. bazilari avcilik, bazilari ciftcilik, bazilari tamircilik, bazilari doktorluk yapacakti. bir sure sonra insanlar birbirlerini dunyada herkese yetecek kadar kaynak olmadigina ikna etmeye baslayinca savaslar basladi. dunyada sinirli miktarda kaynak kaldigi dusunuluyordu ve bu kaynaklar icin dusman kabilelerle savasmak gerekiyordu. bu savaslar sonrasinda dusman askerler esir aliniyor ve kole haline getiriliyordu. boylece kolelik duzeni cikacakti ve en fazla koleye sahip olan ciftci en zengin ciftci haline gelecekti.

    bir sure sonra toplumun onde gelenleri bir araya gelip "insanlari belli bir duzen altina getirip belli kurallar altina almaliyiz, boylece onlari daha kolay kontrol ederiz" demeye baslayacakti. bu tam da zenginlerle fakirler arasinda bir ucurum cikmaya basladiginda ortaya cikacakti. zenginlesen insanlar kendi hukumdarliklari altindaki koleleri ve fakirleri kontrol altina almak icin "devlet" denen kurumu ortaya attilar.

    devlet denen kurumu desteklemek icin oncelerde ortaya atilan sey din ve dini ogeler oldu. zenginler fakirleri somururken din adamlari fakirlere "gercek hayat dunya hayati degil, siz sabredin, yillarca cennete gidip odullendirileceksiniz" demeye basliyordu. ornegin incil'de "zenginlerin cennete girme sansi bir igne deliginden devenin gecme ihtimali kadardir" tarzinda bir soz gecer. halk bu sekilde bir sure kontrol altina alindigi icin din adamlari da devletin icinde ust duzey gorevlere gelmeye basladilar ve somuru duzeninin pasif parcasiyken aktif parcasi haline geldiler.

    bir sure sonra insanlar din adamlarinin sozlerini daha az dinlemeye baslayinca bu kez polis teskilati ortaya cikacakti. polis teskilatinin amaci zenginlerin mallarini ve canlarini fakirlerden korumak ve mevcut statukonun devamini saglamakti. tabi halka polis gucu tanitilirken amacin "asayisi korumak ve insanlarin guvenligini saglamak" olarak tanitilacakti. bir zengin halktan kepce kepce mal ve para calarken kilini kipirdatmayan polis gucu, herhangi bir fakir acliktan dolayi firindan bir ekmek calinca tepesine binecek ve onu dogduguna pisman edecekti. gunumuzde bile bunun yansimalarini halkta gorebiliyoruz. ornegin bir adamin cebinden 20 lira calmaya kalksaniz adam belki sizi hastahanelik edecektir ama devlet buyukleri adamin cebinden binlerce lirayi calinca adam sesini cikartmayacaktir. bu eskilerden gelen bir gelenegin bir yansimasidir.

    ilerleyen yillarda halk isyan etmesin diye devlet kurumu bazi "hizmetler" sunmaya baslayacaktir. ornegin bazi avrupa ulkelerinde devlet insanlara "bedava saglik hizmeti" saglayacaktir. halbuki o hizmetlerin hicbiri bedava degil ve tamami halkin vergileriyle ortaya cikan hizmetler. yani halka zaten kendisinden zorla kesilen parayla verilen bir hizmet var ve bu bir lutuf gibi gosteriliyor. tarihsel normlara baktigimizda cogu insan "buna da sukur" diyecektir cunku bu bile tarihsel olarak buyuk bir kazanim sayilir. anarsist veya komunist degilim ama insanligin son 100-200 yildaki bazi kazanimlarinda komunistler ve anarsistlerin yaptigi eylemlerin payi cok buyuktur ve bu kesinlikle inkar edilemez. bundan 150 yil once ingiltere'de gunluk calisma saati 15-16 civari ve haftalik calisma 6 gunken bugun bu gunluk 7-8 saat ve haftalik 5 saate indiyse bunda en buyuk rol yillarca hak arayan ve hakkini soke soke alan isci sinifindadir.

    bugun avrupa'nin en gelismis ulkelerinde bile devletin basinda sembolik de olsa krallar, kraliceler, prensler mevcuttur. britanya prensi evlenmek icin dugun yaptiginda devletin kasasindan milyonlarca euro harcanmakta, bu dugunlere binlerce insan istirak etmekte, paralar su gibi akmaktadir ama insanlar bunu normal bir sey gibi karsilamakta ve kimse itiraz etmemektedir. devletin varlik amaci tarih boyunca her zaman belli bir kesimi belli bir kesimin uzerinde tutmak olmustur. gunumuzde en demokrat devletlerde bile belli kesimler hakimiyet sahibidir. 2003 yilinda savas karisiti gosteriler duzenlenirken genel olarak savasa karsi cikan ulkelerde bile polis halka karsi vahsice davranmistir ve bir cok insan tutuklanmistir. ornegin avrupa ulkelerinde 2000'lerin basindaki savas karsiti eylemlerde cok sayida insan polis tarafindan darp edilmis veya goz altina alinarak hapse atilmistir. devletler baris zamani her ne kadar "sirin yuzlerini" gosterseler de cikarlari zedelendiginde veya statuko sarsilmaya basladiginda cirkin yuzlerini gostermekten asla cekinmeyeceklerdir.

    dunya tarihinde gerceklesmis en buyuk suclar ve soykirimlar her zaman ya devlet tarafindan gerceklestirilmis ya da devlet tarafindan desteklenmistir. kizilderili soykirimindan tutun da sivas katliamina kadar hepsinde devlet ya birinci ya da ikinci elden sucludur. zaten devletler polis ve asker gucu bulundurarak siddete ne kadar meyilli olduklarini en bastan gostermektedirler.

    peki bu devletin gereksiz oldugu ve bitmesi anlamina mi gelmektedir? bence hayir. yasanan once teknolojik ve bilimsel yeniliklere ve gelismelere ragmen insanlar hala ilkeldir ve vahsidir. ornegin gunumuzun "modern insani" depremde enkaz altinda kalan ve yardim isteyen bir kadinin kolunu kesip bileziklerini calabilen bir canlidir. uygun sartlar olustugunda insanlar her zaman vahsice hareket edebilmekte, cevresine ve hatta kendisine buyuk zararlar verebilmektedir. kaldi ki insanlara en azindan temel hizmetleri verebilmek icin ilk amaci kar yapmak olmayan yerlesik ve duzenli bir kuruma ihtiyac oldugu kesin. sorun yine insanin kendisinde ve acgozlulugunde yatiyor cunku "bal tutan parmagini yalar" her zaman gercege donusuyor. devletin ust kademelerine gelip yolsuzluk yapan insanlar oldugu surece devletin insanlara hizmet etmesi cok zor, ama zaten devletin varlik amaci da insanlara hizmet etmek gibi gozukmuyor. belki de devlet kurumunu tamamen degistirip bambaska bir huviyete sokma ihtiyaci vardir. hizmet sureleri kisaltilmali, meclise girme barajlari ortadan kalkmali, her turlu dokunulmazliklar kaldirilmali ve halkin egitimi arttirilmalidir. boylece hata yapan devlet buyukleri uzun sure gorevleri basinda kalmayacaklarini anlayabilmelidir. peki gucu ve statukoyu elinde tutanlar boyle bir seye izin verirler mi? tabi ki hayir.
566 entry daha
hesabın var mı? giriş yap