163 entry daha
  • günlük yaşantısında aylık akbil kullanan, haftada minimum 15 defa metrobüse binen bir fakir olarak bugün bir tanesini yarım saatliğine de olsa kullanma şansına sahip olduğum araba. nasıl olduğunu çok kurcalamamak lazım, hani bazen hiç ummadığınız bir günde her şey inanılmaz iyi gider ya işte öyle bir şey oldu ve ben kendimi bir adet porsche'nin direksiyonunda buldum.

    araba sonuçta bildiğiniz araba. frene basınca duruyor, sinyal verince ışığı yanıyor, direksiyonu çevirince dönüyor falan. ta ki gaza basana kadar. hasbelkader "du bakeyim noluyomuş amk" diyerek gaza sonuna kadar basma gafletinde bulunursanız o bildiğiniz araba gidiyor ve bambaşka bir şeyler oluyor. hani 13 yaşındaki çocuk diyor ya "motorun yaptığı dalga köpürtmesi" diye ve biz de taşak geçiyoruz falan. beyler üzülerek söylüyorum ki bebe haklıymış. gazı yiyen motorun vitesi anında 5'ten 2'ye düşürmesiyle ortaya çıkan gürültü ve akabinde sırttan iten inanılmaz bir güç... anlayamayız...

    ben, ki hayatında hiçbir arabanın * motoruna, beygirine, cc'sine dikkat etmeyen, sıradan bir ehliyet sahibi olarak, bindiğim araçtan tam bir fast & furious dublörü olarak indim.

    bir de bahsetmeden geçemeyeceğim, istanbul çok anasının amı bir şehir. ben böyle hayatımın araç sürme tecrübesini yaşarken dibime nereden geldiyse bir lamborghini geldi. biraz yanaşıp çeşitli direksiyon oyunları yaparak sanırsam beni yarışa davet etti. fakat içimdeki memur ruhu duruma hakim olarak sakince sağa çekip delikanlıya yol verdi. yani olayın sıradan bir günden çıkıp need 4 speed senaryosuna dönmesine mi şaşırırsın, yoksa tam "porsche sürdüm ben. ağır görmemişim hülooğğ" diye sevinirken bir anda ortaya bir lamborghini'nin çıkıp "yaklaşma toz olursun geçme pişman olursun" diyerek havanı almasına mı şaşırırsın bilemedim.
127 entry daha
hesabın var mı? giriş yap