24 entry daha
  • vaktinin çoğunu düşlere ve kitaplara pay etmiş, romantizmin özünü hissettiren, ilk kuşak ingiliz romantiklerin en önemli şairi.
    sadece edebiyat değil, felsefe, din bilimi kitaplarını okuyormuş çocukluğunda bile.
    gerçeklerden kaçabilmenin yolunu afyona ve kitaplara sığınarak bulmuş.

    bu düşsel yanı ona önemli eserler yazdırdığı gibi, hayatının hatasını yapacağı pantisocracy adlı hayali toplum tasarısına da sürükledi. bu tasarı ingiltere'de mümkün olamayacağı için amerika'ya taşındı. ve şiirsel bir ada sahip susquehanna nehri kıyılarına kadar götürdü bu heves onu. ve bu tasarı dahilinde, herkesin evli olması gerektiği için bir evlilik yaptı. tam olarak mutsuzluğu kucaklaması, şairliğini tüketmesi bununla başladı. gerçi, her zamanki gerçeklerden kaçışını da bu evlilik sonrasında da eyleme döktü. ayrılmadı eşinden , amma beraber de yaşamadı. kaçtı. william wordsworth'le tanışmasının ardından, yaptığı bu yanlış evliliğin sızısını daha çok hissetti. çünkü wordsworth'ün baldızı sara'ya aşık oldu. fakat wordsworth'un kardeşi dorothy de coleridge'a derin bir aşkla gizliden bağlanmıştı.
    sonra wordsworth'la arası bozulmuş, kendi alemine geri dönmüştü.
    afyona bağımlılığı günden güne artmış, dünyada ölümü tadacak tanımsız acılar çekiyordu.
    ve belki de kendi kendini yok etme süreciydi bu kaçışları.
    geçim sıkıntısı çektiği günlerde sırf para kazanmak için shakespeare'le ilgili bazı konferanslar vermiş ve bu hem o dönemin en iyi shakespeare eleştirmeni olduğunu, hem de iyi bir konuşmacı olduğunu göstermiştir pek tabi.

    "üçüncü gece, kendi keskin çığlığım,
    bir cehennem düşünden beni uyandırınca,
    garip ve yabansı acılara yenik düşüp,
    bir çocuk gibi ağladım." *
27 entry daha
hesabın var mı? giriş yap