aynı isimde "merhamet" başlığı da var
640 entry daha
  • tam zamanında bitirilen, izlediğim en güzel "dostluk" dizisiydi.
    muhtemelen diziyi uzatmaya çalışsalar iyice kabak tadı verecek, bayacak, kıymetini kaybedecekti. o sebeple bitirilmesi çok doğru bir karar olmuş, hikayenin pek dallanıp budaklanacak hali kalmamıştı nitekim.
    bu diziyi bence diğer dizilerden farklı kılan narin-deniz dostluğuydu. her dizide harikulade bir aşk, tutku filan anlatılır, canım aşıklarımız bir türlü kavuşamaz, oturup onu izler üzülürüz. tabii aşk temalı dizilerde de başrollerin yakın arkadaşları vardır, ama onların hayatı önemsizdir, dizideki mevcudiyetleri başrole yancı olmaktan, onun acılarını dinlemekten, sevincini paylaşmaktan öteye gitmez. oysa bu dizide deniz ve narin arasında öyle sahici bi dostluk anlatıldı ki diziyi izleyen insanlar "ayy keşke ben de böyle bi aşk yaşasam" yerine "lan keşke benim de böyle bi dostum olsa, keşke böyle bi dostluğu ben de yaşasam" dediler. ve böyle bi hissi yaşatan başka bir dizi hatırlamıyorum.
    narin de deniz de birbirini olduğu gibi kabul etmiş, birbirine kızan bağıran çağıran söven kırılan, sonra affeden unutan hemen diğerinin yanına koşan, nev-i şahıslarına münhasır deli dolu iki tipti. ve gerçekten özgü namalla burçin terzioğlu o kadar güzel oynadılar ki, bu dostluğu o kadar güzel hissettirdiler ki ben gerçek hayatta da çok yakın arkadaş olduklarını düşünmeye başladım.
    sonununda evet çok üzüldüm, narinle denizi öldürmenin çok manasız olduğunu düşündüm, üstelik narin hayatında ilk kez mutlu oluyordu filan, hem iki tane bebesi vardı, şimdi onları öldürecek ne vardı? ikilinin kumsal sahnesinin hem konuşmaları, hem her bir karesi çok güzeldi, birbirleriyle düğünlerde dans eden küçük kızlar gibi dans etmeleri, narinin denizi sırtında taşımaya çalışması, bişeyler anlatıp gülüşmeleri filan.. sonra deniz'in narin'e hamile olduğunu söylediğinde narin'in ağlamaya başlaması, çok sevindim bitanem filan demesi, hep insanın içine işliyor. ama keşke bize deniz doğum yaparken onun elini tutan narin'i de gösterselerdi, deniz'in narin'in doğumunda çığlık atışını gülümseyerek izleyebildiğimiz gibi, narin'in deniz doğururken onu bağıra çağıra rahatlatmaya çalışmasını izleseydik. o kumsaldaki sahne yine dizinin son sahnesi olsaydı ama narinle deniz ölmüşken değil, yaşlanmış birbirlerine huysuz ihtiyarlar olarak takılırken birden gençliklerine hatırlamalarıyla olsaydı mesela ne biliim..
    şimdi onlar öldü, geri kalanlar ne olacak. zaten alicağız da öldü. sermet muhtemelen intikamını olur, sonra intihar eder. ırmak muhtemelen delirir ve bu sefer toparlayamaz. fırat çocuklarını büyütmeye çalışır ama başarılı olabileceğini, bu yükün altından kalkabileceğini sanmıyorum, muhtemelen alkolik olur filan. iyi mi oldu yani şimdi böyle?
    neyse.. oyuncularını tek tek tebrik ederim. burçin terzioğlu'nu özellikle, mustafa üstündağ'ı ve kontrol manyağı şehirli kadından sosyopata evrilen karakteri çok başarılı yansıttığı için yasemin allen'i. bi de özgü namal'ın ne güzel bir gülüşü var arkadaş. kadın gülerken başkalaşıyor, nasıl tarif edeceğimi bilmediğim başka bir şey oluyor. şimdi gidip o kumsal sahnesini tekrar izleyeyim de asla sahip olamayacağım o dostluğun tadını çıkarayım. hoşçakal merhamet.
74 entry daha
hesabın var mı? giriş yap