434 entry daha
  • b, j, f, h gibi farklı türler olmak üzere 5 kere aldığım vize. tabiki bazı sevgili yazarlar gibi bununla övünecek değilim.
    çünkü biliyorumki 2012 yılında amerika neredeyse 9 milyon insana göçmen olmayan vize verdi. yani çok özel bir şey değil. sadece yazacağım şeyler ilginizi çekebilir diye belirteyim dedim. şuan yazacaklarım deneyimlerimden ve gözlemlerimden çıkarımlarım. eğer baro sınavını geçersem büyük ihtimal boston'da göçmenlik avukatı olarak çalışacağım. o zaman daha teknik bilgiler verebilirim inşallah.

    öncelikle abd vizesi göçmen ve göçmen olmayan vize diye ayrılıyor. yazı göçmen olmayan, yani gecici süreli vizelerle ilgili. göçmen vizeye entry değil kitap yazmak lazım. ki yazılmışı da var.

    2012 yılı içinde vize alan insanların ülke oranları şu şekilde. meksika %19, çin %14.4, brezilya %11.8, hindistan %6.5, colombia %3.8, arjantin %2.9, venezuela %2.5, rusya %2.5, filipinler %2.2, israil %1.5. türkiye %32.9'luk diğer kısımda.

    2013 yılında sırbistan karadağ, mikronezya'dan başvuranların %100'ü ret almış. listede yüksek olan gambia %74.5, tuvalu %71, somali %65.8, afganistan %62.7, djibouti %62.6, gana %61.8, laos %61.4, küba %61.1, liberya % 59 ret oranına sahip.

    türkiye'nin 2013 yılında b (yani turist, ziyaretçi vizesinde) ret oranı %10.3. bu oranlar 2012'de %8.1, 2011'de %7.0, 2010'da %9.1, 2009'da %9.0, 2008'de %11.2, 2007'de %15 ve 2006'da %15.4 şeklinde olmuş.
    yani geçen yıl için başvuran 10 kişiden 9'unun aldığı bir vizeden bahsediyoruz. size gelip hava atan olursa bu bilgiyi rahatlıkla paylaşabilirsiniz.

    bir çok yazar yazmış: vize görüşmesinin amacı konsolos'un sizi görüp türkiye'ye geri dönecek bir tip olup olmadığınıza karar vermesidir. bu bağlamda giyinişiniz, görünüşünüz, tavırlarınız çok önemlidir. eğer ezik, bu vize hayatının fırsatı gibi hareket eden, yalvaran gözlerle konsolosa bakan biriyseniz reddedilme ihtimaliniz çok yüksektir. bu bağlamda konuştuğunuz kişiye denk hatta daha üst biri gibi bir tavır takınmanız garip ama lehinize olur.

    herşeyden önce ingilizce konuşabilip ret alana rastlamadığımı belirtmek isterim. ingilizce konuşabilmekten kastım sorulara sadece yes-no, 1 week, next month, to see my friend şeklinde cevap vermek değil akıcı cümle kurabilmektir. şunu yapacaksanız, yapmayın. hem çevremde ingilizce vize görüşmesine girenler, hem konsolosluk içerisinde gözlemlediğim görüşmelerde cümle kurup konuşabilenler vizeyi almaktadır. sonuçta adamın dilini konuşuyorsun. onu anlıyorsun, ne istediğini biliyorsun ve kendini istediğin gibi gösterme fırsatın var. bu yüzden, ingilizcesine güvenenlerin kesinlikle ingilizce konuşmalarını tavsiye ederim. ingilizce seviyeniz yerlerde sürünüyorsa önceden çalışıp gidebilirsiniz. soracakları sorular bellidir.

    görünüşle ilgili olarak tavsiyem, öncelikle erkeklere j, f gibi öğrenci vizelerine başvurmuyorlarsa mutlaka takım elbise giymeleri olacaktır. türkiye'da iş sahibi, iyi geliri olan bir insan izlenimi çizmeniz, yani türkiye'den s.ktir olup gitmeye çalışan bir insan izlenimi çizmemeniz çok önemlidir. bayanlar içinde bir anlamda iş görüşmeleri için tavsiye edilen kurallar geçerlidir. saçınızı gelin başı yaptırmanıza gerek yoktur. makyaj aynı şekilde. amerikalılar için bu zaten çok istisnai ve önemli günlerde olduğu için bu kadar fazla önem verdiğinizi belli etmemenizi tavsiye ederim. sıradan bir gün gibi davranmanız, sıradan bir gün, sıradan bir görüşme gibi düşünmeniz hem heyecanınızı yatıştıracak hem konsolosta iyi bir izlenim bırakmanızı sağlayacaktır. bir de görüşeceğinizi kişi camekanın arkasında. gözünü seveyim parfüm olayını o kadar abartmayın.

    sorulacak ilk soru amerika'ya gitme sebebinizdir. kafanızda bu soruya ingilizce veya türkçe bir cevap hazırlamadan gitmeyin. bu soruya cevap verirken verdiğiniz mesajla başka soruların gelmesini engelleyebilir veya ardı arkası gelmeyen soruların başlamasına sebep olabilirsiniz. work&travel öğrencisinin ingilizce konuşmak için gidiyorum demesi, dil okuluna gidecek kişinin dil okuluna, yüksek lisansa gidecek kişinin yüksek lisans eğitimi için, turist vizesi almak isteyen kişinin gezmeye demesi… yani size cevabını bildiğini soruyu neden sorsun? zaten ds-160'ı doldurmuşsun, ds-2019, l-20'yi eline vermişsin.

    soruya cevap verirken küçük dokunuşlar, ince mesajlar göndermelisiniz. mesela sen work&travel öğrencisi, de bakalım amerikan kültürünü tanımak, miami beach'i görmek, grand canyon'da gezmek, lincoln memorial'da bulunmak gibi daha spesifik şeyler; sen mühendis kardeşim, de bakalım amerika'nın mühendislikte başarısını yerinde öğrenmeye gitmek istiyorum, orada meşhur bilmem kim hocayla çalışmak istiyorum gibi bir şey; sen turist vizesine başvuran arkadaşım, de bakalım new mexico'da taos ski valley'e kayak yapmaya gideceğim arkadaşlarla, amerikadaki en meşhur kayak merkezlerinden biriymiş, colorado'da rocky mountain ulusal park'ında bizonları görmek istiyorum, yellowstone'u çok merak ediyorum vs.. de bakalım sana bakışı değişiyor mu değişmiyor mu? aynen bunları demek zorunda değilsiniz. ne demek istediğim anlaşılmıştır diye tahmin ediyorum.

    yukardakilere ek olarak özellikle kısa süreli bir şey için gidiyorsanız bir şekilde "geri dönünce", "geri döndüğümde", "geri döner dönmez" gibi bir ifadeyi sorulardan birini cevaplarken kullanmanız.

    ilk vize görüşmem şöyle olmuştu. b ben, kk konsolos kız.
    kk: merhaba
    b: naber?
    kk: fena sayılmaz.
    b: güzel
    kk:evet, nereye gidiyorsun?
    b: massachusetts
    kk: ne yapacaksın orada?
    b: dondurma satacağım.
    kk: dondurmayı sever misin?
    b: (gülerek) çok severim, ya sen?
    kk: (gülerek) ben de çok severim.
    b: (gülerek) ısmarlayabilirim?
    kk: (kahkaha atarak) tamam nerede? vizen onaylandı. iyi yolculuklar.

    başka bir vize görüşmem şöyle geçmişti. dil okulu için f vizesi. bu sefer kk: konsolos kadın. o yüzden pek samimi değiliz.
    kk: merhaba
    b: merhaba
    kk: söyle bakalım, neden amerikaya gidiyorsun?
    b: advanced seviyede ingilizce öğrenmek için.
    kk: senin ingilizce eğitimine ihtiyacın olduğunu sanmıyorum.
    b: aslında doğru söylüyorsunuz. ihtiyacım olan ingilizce eğitimi değil. ihtiyacım olan akademik ingilizce.
    kk: neden?
    b: çünkü dil eğitimi sırasında amacım eap (english for academic purposes) dersleri almak ve sonrasında amerika'da yüksek lisans yapmak.
    kk: aa şimdi anladım. o zaman haklısın.
    b: (gülerek) zaten anlayışlı biri olduğunuzu tahmin etmiştim.
    kk: (gülerek) çok mu belli ediyorum?
    b: ow yez!
    kk: çalışmalarında başaralılar dilerim. iyi şanslar.
    b: teşekkür ederim. hoşça kalın.

    bir diğer görüşmem b turist vizesi içindi. kasım ayları gibiydi. bu dönem tatil planlarının yapıldığı dönem. ke: konsolos eleman
    ke: merhaba
    b: merhaba
    ke: amerika'ya neden gitmek istiyorsun?
    b: 3 yıl amerika'ya gittim. bir çok arkadaş edindim. şimdi okulumdan mezun oldum. burada kendi işimi yapmaya başladım. ilk zamanlar baya yorucu oldu. şimdi bir tatili hakettiğimi düşünüyorum. yılbaşını arkadaşlarımla geçirmek istiyorum. (ı would like to spend holidays with my friends in us)
    ke: hangi eyalete gideceksin?
    b: upper state new york'a.
    ke: merry christmas.
    b: happy holidays.

    ne sorulursa sorulsun, açık ve dürüst olarak cevap vermeniz çok önemlidir. 20 sene önce başkasının pasaportuyla amerikaya girmeye çalışan -ki öyle girenlerle de karşılaştım- jfk'de yakalanan, geri gönderilen ve 20 sene sonra kızının amerika'da yapılacak düğününe gitmek için vize görüşmesine giren kişiye konsolos amerikaya hiç gittin mi diyor. bu kişi havaalanından geri gönderildiği için sayılmaz diye düşünerek (biraz da gizlemek için tabi bence) yok hiç gelmedim diyor. konsolos ısrarla yine soruyor. adam inatla yok gelmedim gelmedim. kadın daha başka soru sormadan adama dürüst olmadığı için basıyor ret.

    biraz da gerekli evraklardan bahsedelim. bakın asli evraklar pasaport, ds-160 formu (veya vize türüne görekli başka formlar l-20, ds-2019 gibi), vize görüşme ücreti dekontu ve fotoğraftır. (yanılmıyorsam yeni sistemde dekont da kalkmıştır internetten ödendiği için) girdiğim 5 vize görüşmesinde de destekleyici belgelerden 1 tanesini bile istemediler. asli olmayan evrakları istemeden reddettiler diyenleri de anlamış değilim. sen adamın aklında soru işareti bile bırakacak bir imaj bile çizememişsin ki adam destekleyici belgelerden istesin… isteyeceği, soracağı en fazla ya banka mektubudur veya maaş bordronuzdur. herkese hep söylediğim gibi iş senin tapuna, araba ruhsatına falan kaldıysa sen alamadın zaten o vizeyi, geçmiş olsun.

    belgeler bağlamında, ne olur ne olmaz, banka mektubu veya hesap cüzdanı en istenebilir şey olduğu için onu mutlaka bulundurun. çok fazla insan ekonomik olarak yeterli görülmediklerinden dolayı reddedilmektedir. maaş bordrosu, vergi levhası da bunlardan sonra gelir en çok istenilen destekleyici belgeler içerisinde. tapu, araba ruhsatı vs.. tarzı şeyler.. size kalmış artık. sonra beni suçlamayın.

    unutmayın, siz burada çok seçkinin bir ailenin ferdisiniz, ne amerika'daki boktan işlere, ne amerikaya ne de amerikalılara ihtiyacınız var, ne için gidiyorsanız gidip bir an önce güzel vatanınıza geri döneceksiniz. hadi aslanlarım, göreyim sizi. gazanız mübarek olsun.
1990 entry daha
hesabın var mı? giriş yap