ebru boyar

• odtü'nün en kaliteli, anlayışlı ve sempatik hocalarından olmasına rağmen en çok hakkı yenilendir. üst sınıflar birinci sınıfları korkunç bir hoca tasviri yaparak, abarta abarta anlatıp korkutmaya bayılır. fakat gerçekte kendisi sadece öğrencisinin çok okumasını, olayları tarafsız değerlendirip lisede öğretildiği gibi abartı ve gerçek olmayan bir şekilde vermek yerine mantıklı bir neden-sonuç ilişkisi içinde açıklamasını ister. kendisinden aldığım derslerin hiçbirinde kağıdımı "burada neden tarih yok" gibi bir sebepten çizmemiştir. tek derdi verilen bilginin doğru olmasıdır. herhangi bir sebepten -müsait olduğu bir vakitte- odasına gidip her türlü soru sorulabilir, ekstra okuma istenebilir ve bunların hiçbiri için öğrencisini terslemez. insanlara soğukluk olarak gelen şey öğrencisiyle kurduğu saygılı ilişkidir aslında, çünkü bölümde artık 20'li yaşlarına gelmiş koskoca insanlara "siz" diye hitap eden ender hocalardandır -ki diğerlerine göre bence katbekat tercih edilesidir. genelde üniversiteye geldiği halde hala "hocam ben biliyorum aslında sizden duymak için sordum" tipi sorulara ters bir tutum takınır, fakat onun dışında sorulan sorulara ya da belirtilen fikirlere asla cesaret kırıcı ya da baştan yanlış tutumuyla yaklaştığına şahit olmadım hiç.
  
  eğer mükemmelliyetçi olması bir problemse, şimdiye kadar kendisinden en ufak bir şey beklenmemiş insanlarda potansiyel görmesidir yani esasında hatası. zor bir hoca olabilir ama yapmadığı şeyler yüzünden eleştirilmesi haksızlıktır.