7 entry daha
  • cv'sine şöyle bir baktığımızda robert kolej sonrası boğaziçi üniversitesi elektrik elektronik mühendisliği ve matematik bölümlerinden yüksek onur derecesiyle mezun olduğunu görüyoruz. master ve phd'sini new york university'de yapmış. ünlü matematikçi srinivasa varadhan'ın bir projesinde asistanlığını yaptığını da biliyoruz. merak edenler için buradan

    şimdilik associate professor olan atilla yılmaz, boğaziçi üniversitesi matematik bölümünde hocalık yapıyor. iyi ki de yapıyor, bu dönem ondan math 102 dersini alıyorum. genelde derslere tabanı sarı ve rahat olduğu her halinden belli olan spor ayakkabılarıyla, tatlı renkli ve yumuşak olduğunu düşündüğüm tişörtlerinden birini giymiş, güler yüzlü bir şekilde geliyor. dönem başında ders programımdaki çakışmalara bakıp iç geçirip bu dersten sonra hangi derse gideceğim, hangisini kaçırıyorum, kaçırdığım dersin notlarını kimden alacağım, hangi hoca attendance alıyor gibi kafamda deli sorularımla telefonumdan programıma bakmaya çalışırken dersten koptuğumu anlamış kafama kaleminin kapağını fırlatmıştı, kafamı kaldırdığımda herkesin bana baktığını farkettim (mass dersi ve dönem başı olduğu için öğrencilerin koltuklarda yer kalmayınca merdivenlere oturduğu yine de salona sığamadığımız kalabalık bir gündü), istemsiz olarak kızardıysam da gözlüklerim olmadığı için (2 dereceye yakın miyobum) bana bakan kimseyi göremedim, haha. sonra kaleminin kapağını istemişti aynı şekilde geri fırlatmıştım. ders sonunda biraz kırgın, biraz da çakışmalarıma baktığımı, kafamın karışık olduğunu açıklama ihtiyacı hissettiğim için (suçluluk da hissediyor insan) ona doğru yöneldiğimde ben daha hiçbir şey söylemeden gülümseyerek "kusura bakma seni de harcadık ama dikkati toplamak zorundayım." demişti gülümseyerek. kırgınlığım hemen oracıkta geçti. günler geçti şimdi merdivenleri geç koltuklar da boş, gittiğimizde yer bulabiliyoruz, en öne oturuyorum iyi görmek için. öne oturduğumu görünce sevinip bundan sonra bir şey fırlattığımda daha iyi isabet alabileceğini söyledi. ders boyunca sürekli ilgi isteyen biri anlayacağınız. elinden geleni de yapıyor öğrenci dersten kopmasın diye. bir keresinde polar koordinatları anlatırken "ona küçük r'lar verin!" demişti, herkes gülerken zamanla azalan ilgiyi yeniden toplayabilmişti. örneğin bugünkü derste "lens"in mercimeğe benzediği için ingilizce mercimek "lentil" kelimesinden geldiğini, türkçede de "mercek" kelimesinin aynı fikirle "mercimek"ten geldiğini anlattı. böyle böyle ilginin ders dışında bir yerlere gitmesini engelleyerek, anlatmak istediklerini anlatıyor, dinliyorsun. küçükken annelerin çocuklara oyun oynayarak yemek yedirmesi gibi. bunu yedirirsen kusacağım, diye tehdit ettiğim annemi hatırlatıyor bana. sevmediğim ama yemem gereken yemeği, farkettirmeden oyunlarla yediriyordu o da. anneler çocuklarının iyiliğini ister, bunu herkes bilir. atilla hoca da en az anneler kadar iyi niyetli bence.

    anne demişken, midterm zamanı bu hoca ne soruyor diye caminin altındaki fotokopicideki her şeyi bilen amcaya atilla hocanın arşivini sormaya gittiğimde; o her şeyi bilen, diğer zamanlarda şu notları al şu soruları da çözdün mü en az ba getirirsin x hocadan ermişliğine sahip amcanın bile çaresiz kaldığını gördüm, atilla sorularını paylaşmıyor balım, boşuna kurcalama oraları, dedi gözlerini kaçırarak. karşılaştığım herkese, güney yokuşta üzerine basmadan yürümeye çalıştığım salyangozlara, 2000lerde orda olduğu bilinen güney sesli study'deki üç renkli kediye bile atilla hoca ile ilgili bildiklerini sorduğum dönem bir arkadaşımın atilla hocanın annesiyle otobüste yanyana oturduğunu öğrenmiştim. nerde okuyorsun aa benim oğlum da orada hocalık yapıyor muhabbetlerinden sonra arkadaşımın mezuniyetini uzattığını duyunca çap mı yapıyorsun diye sormuş, anlattığına göre en az atilla hoca kadar tatlı biri annesi de. hatta yazdığı bir kitabı bile varmış.

    atilla hocanın marjinal olduğu bölümde de çok konuşulan bir konuymuş. ama ilerde ondan ders alacaklara korkmalarına gerek olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. benden feyzalsınlar: naylon torbalarda muhafaza edilen cesaretler bayatlamaz, atilla!

    son olarak, diğer okullarda nasıl oluyor bilmiyorum ama boğaziçi üniversitesi'nde ps'leri hocaların değil asistanların verdiğini yani atilla hocanın zamanım yok diyip ps açmamasının mümkün olamayacağını mesaj yoluyla anlatmıştım phonix'e. ama entry'sini düzeltmediğini görüyoruz. ona nasıl anlattılar bilmiyorum ama burada okuyup atilla hocanın dersine girseydi ya da hakkında biraz bilgi sahibi olsaydı yazdığı çoğu şeyin doğru olamayacağının sağlamasını kendisi yapabilirdi.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap