7 entry daha
  • epifani olarak adlandırılmaya layık bir deneyimini anlatır;

    "ulusal kitaplıktan daha yeni dönmüştüm, çantamı yerine yerleştiriyordum; pantuflarımı atıyordum, başımı bir de kaldırdım ki, duvarın üzerinde biri var! biri vardı! halının üzerinde de biri vardı. etim yerlere döküldü! bir şimşek soyup çırılçıplak etmişti beni! ah o ölümsüz saniye! ah! hakikat! hakikat! semavi vücut, yoksul odamın duvarı üzerinde! niçin, tanrım! ah! bağışla beni! o bir manzara resmi içinde, eskiden yaptığım bir manzara içinde, hem de ta kendisi! o ne güzellik! ne zerafet, ne tatlılık! omuzları, davranışı! sarı ve mavi süsleri olan ipek bir elbise giymiş. bana dönüyor, o sakin ve ışıyan yüzünü görüyorum. bu sırada altı keşiş bir kadavra ğgetiriyor odaya. kollarında ve saçlarında yılanlar, bir kadın benim yanımda..."

    (otun etkilerini, psişik yapının savrukluğunu, çalışmanın vermiş olabileceği yorgunluğu, yahudi köklerle olan sorunları falan bir yana bırakıp önünde beliren böylesi güçlü imajlar bütününün sonrasında onu nasıl da bırakmadığını, ne türden şiirsel bir aktarım gücü kazandığını ve belki de, o gündüz düşünü bir daha yakalamak için nasıl uyuşturucular kullandığını max jacob'un.. -din değiştirir birkaç yıl sonra- bunları hayal edip onu zevke getiren deneyimden pay almaya çalışmak..)
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap