70 entry daha
  • evin önünde uzanan sokağın dışına çıkmamız yasak olduğundan ve pek çoğumuzun alengirli oyuncakları bulunmadığından sopalarla birlikte yegane oyun aracımızdı taşlar; sulh anlarında türlü uyduruk oyunlara kızgınlık anlarında da acımasız kavgalara malzeme olurlardı. benim hala alnımda izini taşıdığım ise bir kıskançlık hatırasıdır.

    benden büyük birkaç çocuğun, kaldırım üzerine tahterevalli gibi yerleştirilmiş kalas parçalarının bir ucuna koydukları taşı kalasın diğer ucuna sert bir hamleyle basarak mümkün olduğunca en yüksek noktaya fırlatmasından ibaret oyununu uzaktan seyrediyor, katılma isteğim reddedilir ya da daha kötüsü katılıp da olayı beceremezsem tedirginliğiyle ilgisiz görünmeye çalışıyordum. ilgimi cezbeden olayın kendisinden çok havaya fırlatılan taşların genellikle kısacık sokağın dışına fırlaması ve onu atan çocuğun bu kullanışlı taşı bir dahaki elde tekrar kullanmak için peşinden gidip getirmesi, sokağın dışına kaygısızca çıkıp dolaşabilmesiydi. bir şekilde oyuna girer ve taşı yeterince uzağa fırlatabilecek hamleyi yaparsam diye hesaplara girişiyor bir taraftan da bu başarı ihtimalinin beni büyük çocukların arkadaşı yapmaya yeteceğinden emin şekilde onlarla nasıl konuşacağımın taslağını çıkarmaya çalışıyordum. yazık ki diğer pek çokları gibi göğsümde büyüyen neşe de 'bana gülecekler' kaygısı ile son bulurdu hep, yine cesaret edememiştim. cesaret edememiştim ama korkaklık dalgası zihnimi basmadan önce onlara doğru birkaç adım attığımdan ve beni fark ettiklerinden ani bir dönüş yapmayı da gururuma yediremiyordum. süratli bir kararla sanki onlarla değil de oyunun kendisiyle ilgileniyormuş gibi davranmaya başladığımı hatırlıyorum. yanlarına kadar yaklaşıp tek kelime etmeden yerde duran oyun malzemleri arasından biçimsiz bir kalası ve elime ilk gelen taşı alıp onların oyun alanının biraz ötesinde kendi oyunumu kurmaya girişmiştim.

    kalası kaldırımın üzerine, taşı kalasın bir ucuna yerleştirdim ve hınçla, olanca gücümle diğer ucuna bastım. belki uygunsuz bir kalas seçtiğimden belki de gerçekten beceriksiz olduğumdan, havaya fırlamasını beklediğim taş şiddetle alnımın ortasına çarptı, ağlayarak eve koştum. bana yine de güldüler.
122 entry daha
hesabın var mı? giriş yap