10 entry daha
  • ütüyü prizde, yemeği ocakta, evin anahtarını iş yerinde, işteki dolabın anahtarını evde, kolundaki gümüş saati arkadaşında, kimliğini yurtdışındaki kardeşinin cüzdanında, kendi x şehrinden y şehrine dönerken şarj aletini olaydan tamamen bağımsız z şehrinde, kredi kartını kimbilir ne cehennemde, koskoca çantayı sokak ortasında, kaşesini burda, kalemini şurda, steteskopunu orda bırakır.

    her seferinde evden çıkarken tam kapıyı kapatacakken/kapatmışken/hadi bilemedin sokağın başına varmadan aklına bir şey gelir; illa ki geri bir koşu içeri dalar, o olmadıysa "hay bin kunduz nasıl çıkmış aklımdan aman bugun de olmayıversin" diye söylenerek uzaklaşır. her ayrıldığı ortamdan üst baş yoklayıp geriye kaçamak bakışlar atarak çıkar, sıklıkla da bir 5-10 dakika sonra çanta kurcalayıp homurdanarak unuttuğu telefon şu bu toplamaya döner. gelgelelim öyle dalgındır ki kimi zaman bu dönüşler elindeki anahtar, cebindeki telefon, çantadaki cüzdan için yaşanan boşa ekşınlardır. akılsız başın cezasını ayaklar çeker.

    dalgınlık bunla da kalmaz zaman zaman karşıdaki konuşanın tek kelimesi dahi geçmez bu tarafa, duyduklarını algılayamadığında yeri gelir üç dört kez yineletir, kimi zaman da bilgece kafa sallar polemiğe girmez. ha bir de bi' lafa başlar ama konu biraz uzarsa başını sonunu daha önce anlatıp anlatmadığını umursamadan daldan dala yürür gider.

    dikkatini havada uçan sinekten sokaktan geçen arabaya geçen gün problem yaşadığı adamdan fasülyenin faydalarına bin parçaya böldüğü için yaşanır bunların çoğu. pek tabi düzenli kullanılan kimi ilaçlar da bu durumu tetikleyebilir.

    tüm dalgınlara ve yakınlarına sabır dilerim.
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap