1 entry daha
  • politikayı ve politika üzerinden hallenen insanları düşünürken anahtar işlevi gören kavram. türkçeye boş gösterge olarak çevirebiliriz. buradaki boşluğun fonksiyonu şudur: bir şey doğrudan ne kadar az şey ifade ediyorsa o kadar çok şeyi gizli gizli çağrıştırıp kendisini onla özdeşleştirebilir. bir futbol takımı haricen yani şeklen bakıldığında diğerlerinden farklı olmamalıdır ancak bir şekilde o futbol takımının adı renkleri görüntüsü boş gösterge işlevi görüp bir tür bir aradalığı, savunma mekanizmalarını, bir tür ülkü birliğini o göstergeye duygusal yatırım yapmış insanların reflekslerine kodlayabilir. yani bizdensen şunu yapacaksın. 'şu' belirsizdir. mühim olan o aradaki bağın kurulması, bir biz'in yaratılmasıdır. ancak içerik aşikar değildir, o sessizce belirlenir ve çelişkileri gizlenir, buyruklarının uygulanmasında seçim şansı tanımaz. buradaki sinsi mesele şudur: görünüşte o takımın bayrağıyla, rengiyle, adıyla o tavır arasında herhangi bir mantıksal bağlantı yok ama tekrarlana tekrarlana özdeşleşerek o anlamlar manipüle edilip, sanki aralarında doğrudan doğal muhakkak bir bağ varmış gibi olur. mesela her türk asker doğar. ?. yönetenler için güzel tarafı tam da içinin boş olması ve böylece o anlamların farklı zamanlarda aslında birbirleriyle çelişecek ifadelere getirilebilmesi. ancak bu sadece bi anlam ifadesi değildir. o söylem sizden bir tür hareket ile katılmanızı ister. işte bu noktada göstergeye bağlanan, o göstege ile kendini tanımlayan hareketlerini oryante eden kişi kendi olmaya davet edilir, çağrılır. örneğin bayrak indirildiğinde bi şekilde içinde bi ses sana konuşur -sana bi şey dokundu şu an, şu an bi şey yapmalısın, gibi, ne yapmalısın bak bakalım aynı göstergeyi paylaştıkların neler yapıyor, onlarla bizsin sen. (bizlik taklit ile kurulur, aile örneği yeterli). şimdi burada zamirler gerçekten pek bir şeyi göstermez. ancak içi boşluk hızla politik olarak doldurulur. ve nasıl doldurulursa o şekilde hedef gösterilir. bayraklar tam da bu tür büyük bizleri kurmak için işlevlidir. amerikan bayrağı ile özdeşleşen fikirlerin aslında manipüle edilerek bu hale getirildiğini çok zor olmadan görürüz, o bayrak bir tür amerikan bizi yaratır, ve bu bizlik ilk bakışta kabaca özgürlük-demokrasi-temel haklar çağırışımı yapması istenir ona ait hisseden insanlarda. halbuki işlevi oldukça tarihsel belli bir politik konumu, amerikan üstünlüğünü ve bu üstünlük ile eşleşen sermaye girişini kolaylaştırmak ve meşrulaştırmaktır. bir bayrak biz duygusu yaratır. biz ise eleştirel alan tanımayan refleksif doğru hareketleri buyur eder. işbu bağlamda millet adları, takım adları, bayraklar, popüler isimler (atatürk), popüler olmayan isimler (anarşik) bir tür boş gösterge işlevi görür hale getirilip insanları belli şekilde düşünmeden doğrudan duygusal olark biz olmanın mutlak gereği olarak davranmaya çağırır zorlar. göstergeler örneğin atatürk örneğin anarşi normalde tarihsel olarak belli sınırlı şeyleri ifade edebilecekken, şekilleştirilerek (büst, slogan) içeriğinden soyutlanır ve bir tür ideolojilerin gizlendiği söylemlerin köşe taşları ağırlık merkezleri haline gelir. işbu bağlamda çağırışımları, kabulleri dikkatle soğuk kanlılıkla düşünmek gerekir eğer içinde bir ses durmadan seni uyutmayıp, kararsızlık yaşatıyorsa, sana hislerle otorite kurup bi şey ama bi şey yapmalı dedirtiyorsa. tam olarak nasıl bir söylemin beni şimdi refleks vermeye çağırıyor diye sorulabilir. ancak şurası baya alengirli. gösterge kendinden boş olduğu için farklı insanlar için farklı şeyler ifade edebilir ve bunlar simetrik olmayabilir. yani bir galatasaraylı için galatasaray iyiliği ve fenerli için kötülüğü ifade etmez her zaman. bazen o gösterge kimi taraf (biz veya öteki) için çok somut belli olayları, anıları, tavırları seçimleri hatırlatır onu simgeleyen içi pek spesifik bir sembol iken başka bir taraf (biz veya öteki) gayet muğlak değişken içi başkaları tarafından günden güne doldurulup boşaltılan bi şey olur. mesela, ne bileyim almanlar için fransız bayrağı doğrudan düşmanlık ifade ederken, belki yüz yıl sonra bir tür barışı çağrıştırabilir. bütün bu dönüşüm tarihsel olaylar üzerine inşa olduğu kadar manipüle de edilir. kendi'mize mesafe koyduğumuz fransa ingiltere gibi örnekleri düşünmek kolay hakkaten. ama tam da parçası olduğumuz biz'i düşününce öyle değil.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap