7613 entry daha
  • helal olsun denmesi gereken adam.
    buyrun;
    (bkz: helal olsun)

    türkiye'ye başbakan olabilecek mi? sanmıyorum. seçimle değil, sırayla gelinse, iyi bir başbakan olur mu, emin değilim. chp'nin yakın döneminde bir iktidar olma şansı var mı? onu da sanmıyorum, ama adam iyi niyetle çırpınıyor, buna artık kaniyim. chp'nin %0 olan şansını %3-5 bari yapabilmek için çok büyük fedakarlıklar gösteriyor, parti içinden gelecek darbeler dahil yıpranmaları göze alıyor. son "çatı aday" ekmeleddin ihsanoğlu hamlesi ile bunu iyice gördüm. bu adamı eleştirin, dövün ama iyi niyetini, çırpınışını da görün.

    o kadar mevcut eleştiriye, aday lansmanı gerçekleştikten sonra fersah fersah büyüyeceğini bilmesine rağmen ekmeleddin ihsanoğlu hamlesini cesaretle yaptı. bu adamda yürek var, değişime heves var.

    başka başlığa bırakmayalım, şu çatı aday analizimizi de burada yapalım o zaman.

    24 saattir inceliyorum, okuyorum, geziyorum, tam da olması gerekenler oluyor gibi. bu bir ekmeleddin bey seçimi kazanır sinyali değil, bir gaz da değil ama chp ve başta kendi seçmeni olarak kitleyi anlama, paradigmayı çözme açısından önemli. klasik argümanları tek tek değerlendirerek analizimizi yapalım:

    1) bu ne amk? ekmeleddin ihsanoğlu, adını googleda aradığımız adam nasıl olur da cumhurbaşkanlığı seçimini kazanabilir?

    algı okyanusu akp tarafından bir iç deniz haline getirildi. bilinmiyor olmak dezavantaj değil, avantaj. algı sadece iyi-kötü şeklinde bir dualizma üzerinden yürüyor. fazla parametreyi halkın cehaleti, seçmenin tercih algoritması kaldırmıyor. ya iyisin ya kötü. ya bizdensin ya ondan. bilinen adayların hepsi için akp medya ve propaganda makinesinin anında ortaya çıkarabileceği şeytani yüz var. bilinmez olmak burada sizin avantajınız, kalkanınız oluyor.

    2) ekmeleddin ihsanoğlu. islam konferansı sekreterliği bile yapmış. bu kadar sağcı, resmen dinci islamcı bir adayı kendi seçmenine nasıl kabul ettirecek?

    ettirmeyecek, ettirmemeli. kendi seçmenin ile aranda atilla taş'ı göstersen gözün kapalı oy verdirecek kadar bağın yoksa bu işi komple bırak. akp bugünlere böyle geldi. liberale, solcuya, siyasetsize, kendinden uzak ne varsa onlara da oy verdirecek kişileri aday ve teşkilat havuzuna ata ata bu kadar büyüyebildi. kendi çekirdek seçmeni ne yapıyor bunlar ben bırakıyorum demedi. değişen gömlek ideolojik değil siyasal üslupta idi. tam olarak bu idi. bunu anla, bunu partinin seçimi kazanmak için yaptığını, ideolojik bir kopuş veya ihanete tekabül etmediğini gör. bu partini iktidara taşımanın birinci şartıdır.

    3) bu hamle ile sağdan devşirmek istediği oyun daha fazlasını kendi içinden kaybedecek. salakça...

    matematik. bildin mi? evrensel bir dil, tekil bir doğrular manzumesi. bir 100'ün içine 2 tane 51 sığmaz. recep tayyip erdoğan'ın, en azından 2. tur öngörüsü olarak kafadan 50-55 bandında oyu var. mevcut durumda rte'den oy çalmadan, anlamlı bir seçmen kitlesini (%8-10 olduğunu değerlendiriyorum) tayyip'ten vazgeçirmeden seçimi kazanman imkansız. bunun da tek ve bir tek yolu var. o seçmene kendi içinden, yakın, chp'den beklemediği kimlikte bir adayla gelmen, onu şaşırtman, sürklase etmen gerekli.

    4) hayatında hiç siyaset yapmamış birisi nasıl siyasi kampanya yapıp oy isteyecek?

    siyasetsizlik mevcut durumda avantaj, dezavantaj değil. ben de sıkı bir muhalifim, evet bence de artık canavarlaşmış, diktatörleşmiş, kirlenmiş bir kimlik recep tayyip erdoğan. ama bu siyaset adamı olarak bir dev, bir duayen olduğu gerçeğini değiştirmiyor. rte karşısında "siyasi bir kimlik" tamamen acizdir. her ne kadar seçim siyasal bir seçim olsa da havuzun dışından bir kimliğin daha çok şansı olacaktır. elbette bir miktar siyaset lazım olacak. orada da chp ve mhp'nin, teşkilatlarının devreye girmesi gerekecek.

    5) koalisyon yapıldı, taraflar anlaştı ise mhp zaten çatı adaya oy verirdi. neden chp, kendi kitlesi içinde bu kadar tepki çekecek bir aday çıkardı?

    kazın ayağı öyle değil. şunu görün ki chp seçmeninin sağında aday kabul etme eğilimi ile mhp seçmeninin solunda aday kabul etme eğilimi çok farklı. bunun temelinde de ideolojik tanım farkı ve en önemlisi eğitim farkı var. mansur yavaş ile gördük. chp seçmeni, dürüst, gizli ajandası olmayan, kalbi açık sağ adayı benimseyebiliyor, hatta sevebiliyor. sen değil misin akp'li cahil diyen? sen değil misin eğitimin, görgünle övünen? haydi buyur, şimdi de gereğini yap. kucakla, adam seni satarsa o zaman konuşursun.

    6) aslolan bir siyasi partinin kendi ideolojik çizgisinden sapmaması, kaybedeceğini bilse de ona göre aday göstermesi, kendi ideolojisinin doğruluğunu halka göstere göstere, ispat ede ede büyümesidir. bu iktidar yürüyüşü çakma sağ adaylarla olmaz.

    o siyaset tarzı 20. yüzyılda kaldı. şimdi 21. yy. artık hiçbir siyasi parti ve hareket için o şekilde iktidara gelmek mümkün değil. akp ideoloji partisi mi de sandığa ceketini assa iş seçim olunca hep %50 konuşuyorsun? artık yeni düzen bu. seçmen aç, seçmen bencil, seçmen pragmatist, seçmen geleceğini değil, hemen bugünü kurtarmak istiyor. partiler de böyle. seçimi kazanacaksın ve bunu hemen yapacaksın. öyle ideoloji kasayım istikrarlı %1-2 her seçim büyüyeyim, insanlara marx anlatayım, antiemperyalizm söyleyeyim falan... o işler geçti.

    7) bu mu atatürk'ün partisi? bu mu cumhuriyet halk partisi? neredeyse şeriatı kendi eliyle getirecek...

    chp demokraside olması gereken birincil şeyi yapmalı önce. doğrusuyla, yanlışıyla ama temelde ben bu niyeti görüyorum, o da bunu yapmaya çalışıyor zaten. kalanı en azından şimdilik teferruat. o da "seçim" kazanmak. seçim kazanmak, o sandıktan çıkmak. hiçbir zaman hiçbir seçimde zerre şansı olmayan, yerel olarak iktidarda olduğu sahil şeritlerinde bile seçimden seçime eriyen, %10-12 partisi mi atatürk'ün partisi olacak? o zaman mı rahatlayacaksın?

    8) ekmeleddin de ne amk? böyle isim mi olur?

    komik değil mi? senin berktaycan, ali cengiz efe gibi. bu da islami/muhafazakar kanadın gerçeği. sonu ....eddin ile biten isimlere, özellikle elitinde alışıktır bu kesim. ona böyle ulvi, dinen soylu, ulema bir hava katar. hakan'dan iyidir onlar için, merak etme.

    9) az buçuk anlıyorum. sağ profil falan tamam da, bu olmamış, bir yerlerde bir hata var.

    bana lagaluga yapma. isim ver, isim? bir isim veremiyorsan, böyle böyle olmalı da demeyeceksin artık. seçim pusulasında isim var, fotoğrafsız cv değil. profilin içinde kalan daha makul adayları dinleyebiliriz/dinleyebilirdik.

    10) ben artık sıkıldım. tam gönlümdeki aday olmazsa oy moy yok. tayyip'e verecek değilim elbette ama yok abicim, sandığa gitmem.

    sandığa gitmeden rte'ye oy vermiş olursun. bunun adı yılgınlık. onların da beklediği ve istediği bu. seçimlerde en büyük avantajları bu. rakipte daha baştan kaybetmişlik hissi uyandırmak. böyle böyle, kaybede kaybede kazanmalar öğrenilecek.

    sonuç;

    ekmeleddin ihsanoğlu.

    dün ismi açıklanmadan önce sadece ismini şöyle bir duymuşluğum, "- bu adam galiba bir prof. olması lazım..." diyebilesim vardı. herkes gibi yeni öğrendim yani. kahire doğumlu. memleketi, çok dile getirilir, kusura bakmayın, yobazlık timsali olarak bilinen yozgat. bütün hayatı muhafazakar kökenden, arapça biliyor. dünyanın en önemli islami uluslararası örgütlerinden birinde tepe görev üstlenmiş. mazisinde illa siyaset arıyorsan chp değil akp var. tipi, saçı, bıyığı evinin duvarındaki tablolar, biblolar, süslemeler. her şeyi, her şeyi bana uzak. hiçbir yönü ile bir cumhurbaşkanı hayalimi gerçeklemiyor. ama işte uzlaşmak böyle bir şey, her şey gönlüne göre olmuyor, hatta bazen hiçbir şey...

    ekmeleddin bey'in kendisi doğru mu bilemiyorum. ama seçimi kazanabilecek, yani matematiksel olarak kazanma şansı olan profile uyuyor. bir kere bu profilin en büyük şartı oldukça sağ bir kimlik olmasıydı. öyle olunca da zaten bu eleştiriler aynen yapılacaktı. yani kişiyi bilemem ama profil her türlü doğru. amaç seçim kazanmazsa, tek ve doğru yol hala bu. bir tek bu.

    antiakp kanadına, muhaliflere, adayı duyunca bozulanlara seslenme vakti geldi;

    bu arkadaşa oy vereceğiz aga. zamanın ruhu bu. olabilir, olmayabilir, ama vereceğiz. vermeliyiz. kemal başgan'ı da anlamalıyız. dediğim gibi helal olsun. kızacağınız bir şey varsa o, ülkenin seçmen yapısıdır. kemal kılıçdaroğlu değil... en azından adayı açıklar açıklamaz kaybettiği bir ortam yaratmadı, bir şans az da olsa varsa, şimdi var, artık var, ancak var!

    fedakarlık bize düşer. daha düne kadar recep tayyip erdoğan'a oy vermeyi düşünen, bu aday ile belki de oyunun rengini değiştirecek bir fakir, bir eğitimsiz, bir gariban, bir çaresiz kardeşimiz var ise, aday için yutkunma fedakarlığı bize düşer.
58008 entry daha
hesabın var mı? giriş yap