4250 entry daha
  • geçen gün ilber ortaylı'nın sunduğu bölümün tekrarını, kendisine olan özel sempatim yüzünden izledim.

    son olarak 1 milyon liralık soruyu açtıran ve saatleri ayarlama enstitüsü'yle ilgili sözleriyle gönlümü kazanan kız için izlemiştim, böyle durumlar da olmasa izlemeyi pek sevmiyorum bu programı. ilber ortaylı'nın sunduğu bölümü izlerken neden bu programı izlemekten hoşlanmadığımı da tekrar hatırladım. bir insanın algılarının açık ve zekâsının zirvede olması gereken gencecik dönemlerinde -gerizekalı değil de- en yumuşak tabirle "tutuk" oluşuna daima üzülmüşümdür. yurtdışında okuyup kendi kültürüne, müziğine, edebiyatına, diline hakim olamayan tipler; ortalama bir insanın bilmesini umacağımız soruları bilemeyen okul birincileri; kendi dilinde yazılmış klasik edebiyat ürünlerini okumadan yabancı yazarların fantastik eserlerini okumayı yeterli addedenler; kendini beğenmişlikle suni bir entellik arasında dolanıp duran hedonist görünümlü tatlısu züppeleri; marjinal olmaya çabalayan ancak ortalama sığlıktan öteye geçemeyen insanlar; çok zeki olduğunu ve dünyayı çözdüğünü zanneden antipatik ergenler; paraya ihtiyacı yokmuş da yarışmaya katılmaktan başka kendine bir hedef koymamış gibi davranan yalancılar; rezilliğini şirinliğiyle ya da ışıltı saçan gülümsemesiyle örtmeye çalışan cimcimeler ve daha içinde yaşadığı dünyadan bîhaberken milyoner olmaya heveslenen cüretkârlar feci şekilde sinirime dokunuyor.

    şimdi burada ilbervâri bir "cahil bunlar kardeşim" elitizmi yapma amacında değilim. ancak bu tip programlarda özellikle yeni neslin kırdığı potları, cevaplayamadığı soruları, saçmasapan akıl yürütüşleri gördükçe yumruk yaptığım elimi ısırıp çıldıracak gibi oluyorum. 80-90 arasında yetişmiş "kayıp nesil" olarak bizler aldığımız eğitimin kalitesizliğinden, öğretmenlerimizin yetersizliğinden şikayet eder dururduk ama görüyorum ki "genç nesil" ya aşırı güvenli ya da deli cesaretli. 90 sonrası neslin mizah duygusu aşırı gelişmiş olabilir ama her şey "caps" değil. artık tamamen ticarileşmiş eğitim yarışında, liseler kendi okullarını ön plana çıkarmak için mi şişiriyorlar bu çocukların notlarını yoksa bunların seviyesi gerçekten mi yerlerde emin değilim. birkaç garip tip için tüm çocukları harcama eğiliminde olmayı da hiç istemem ama programda bu güruhun çizdiği genel çerçeve bu yönde. bu size de çok üzücü gelmiyor mu? bunlar ingilizce derslerle, özel hocalarla, evlerinde bilgisayarlarla, ellerinde cep telefonlarıyla yetişmiş bir nesil. acaba bunları yalnızca bir kadın ismi olmayan bir münevver olmaktan alıkoyan ya da hadi aydınlanmayı geçtim kendini azıcık geliştirmekten aciz kılan şeyler tam da bunlar mı yoksa? 20 yaşında birinden aydın olmasını beklemiyorum fakat en azından sahip olduğu taptaze zekânın kıvılcımlarını sezebilmeliyim, karşısındaki sunucunun yaptığı cin fikirli kelime oyunlarını anladığından emin olabilmeliyim, bu umudu bana verebilmeli.

    ya verilen eğitim hayattan koparıyor bunları ya müfredat çok hatalı ya öğretmenler özensiz ya da aileler.
    çünkü bu çocukların sahip olduğu tek şey, her şeyi sünger gibi emmesi gereken taze bir beyin yerine sadece erkenden yıpranmış bir süngerin ta kendisi?

    bu açılardan beni fena şekilde karamsarlığa iten, izleyemediğim bir programdır bu.
10734 entry daha
hesabın var mı? giriş yap