14 entry daha
  • sadan karadeniz'in her sozcugun illa ki oz turkcesini kullanma takintisi, bu takintiyla kullanimi hic olmayan, hatta uydurma denebilecek bircok sozcuge kitapta yer vermesi ve zaman zaman okuyucuya hööö??? dedirtmesi ne yazik ki bu harika kitabin keyfini bir olcude kacirmis. yine de sahane, yine de buyuk zevkle ve keske hic bitmese diye okunan bir kitap ama sadan karadeniz'in takintilari olmasa okumaktan daha buyuk zevk alinabilecegini dusunmeden edemiyor insan.

    hem turkcesi, hem farkli dillerden karsliklari bulunan ve kullanimda her ikisi de yerlesmis sozcuklerin turkcelerini tercih etmesini anlarim, sonucta bir uslup meselesidir ve kendisi de cevirmen olarak bu konuya oncelik veriyor, kendisini sorumlu hissediyor belli ki...ama bir sekilde ortaya atilmis (hadi daha acik sozlu olalim, uydurulmus) ve toplumca benimsenmemis sozcukleri israrla kullanmak, hatta bunun da otesinde, belirli alanlara ait olup daha teknik sayilabilecek sozcukleri bile turkcelestirmek (aklima ilk anda bir matematik terimi olan "permutasyon" geliyor, turkcesi olarak kullandigi uyduruk sozcuk aklimda kalmamis bile...veya "duyumsamak...gunluk hayatta hissetmek yerine duyumsamak sozcugunu kullanan kac kisi taniyorsunuz allahaskina?) gereksiz olmus, ipin ucu kacmis biraz.

    edit: "devsirim" imis permutasyon icin uydurulan karsilik, kombinasyon icin de "katisim", tesekkurler dilemma of subscribtionability.
110 entry daha
hesabın var mı? giriş yap