5601 entry daha
  • sabahın onbiri, uyuyamadım yine. vakit de geçmiyor okumadığım şey kalmadı. tabi bu durumda okuduğum şeyler de bir noktada uyku ile alakalı hipotezlere, bilimsel araştırmalara (ve ya kanılara) geldi.

    uykusuzluk çekmeye başlamadan önce diyordum, uyuyamayan insanlar ne hoş, boş vaktin %30 artıyor bir anda. kazın ayağı öyle miymiş?

    uyku bir hobi olmadığından ister istemez herkesin zaman zaman üzerinde düşündüğü bir olgu oluyor. kimi az uyku ile durduğundan şikayet eder, kimi şu kadar vakit uyumadım diye "övünür". benim için uykumu almak 8 saat 35 dk sanıyorum. 10 dk erken bitirsem yine ağzım gözüm yamuluyor. şu günlerde 3-4 saat uyuyorum günlük. tahmin edin şimdiki tipimi. bugün neler öğrendik?

    tip demişken oradan başlayalım. beni en çok şaşırtan mesele bu oldu. uyku yemek içmek gibi kısa sürede öldürmüyor ama kısa sürede tipi dağıtıyorsunuz. birine baktığınızda az uyuduğunu hemen anlarız ya, aslında siz neden anladığınızı bile pek bilmezsiniz (biz biliriz). yani, gözü solmuş, suratı düşmüş, daha tepkisiz bir insanı elbet yorumlarız ancak uykusuzluğun tespiti bizim bir duyumuzun da yardımı ile farkediliyor. evet, hoşlandığınız karşı cinsten sebepsizce hoşlanmanızı sağlayan şeyle aynı. bizler otomatik olarak insanların sağlıklı olanlarına yöneliriz. içgüdü çocuk yapmak olunca çocuğun temelleri en büyük kaygısı oluyor bilinçaltının. uykusuz kalan insanın da hormonsal aktiviteleri solar gider. hemen değil, 24 saatten daha uzun süren uyanıklıklarda. insanlar da nasıl oluyorsa düşük hormon seviyelerini (atlar, köpekler vs pek çok memeli gibi) farkeder ve tespitini koyar. uykusuzluk tipe direk etkisi olan birşey. saçlarımız bile daha çok dökülmeye başlıyor. daha neler var.

    insanlar için (ergenlik bitiminden menepoz/antropoz dönemi arasındaki yetişkinlerde) en ideal uyku süresi günde 6-8 saattir. 8-6 diyelim hatta. zira gençlikten yaşlılığa azalma söz konusu. bebekken ihtiyacımız 16-20 saatten başlıyor malumunuz. eyy bu sürenin üstünde uyuyanlar; kanınızın yavaş aktığı saatler arttığı için kardiyovasküler hastalıklara (kan ve damar ile alakalı hemen her hastalık), diyabete gel gel yapıyorsunuz.

    daha az uyuyanlar, sizin durumlar biraz daha karışık, anlatması da pek uzun. ama özet yapayım; yine kardiyovasküler hastalıklar (özellikle kalp kapakçığı problemleri gibi), obezite, depresyon ve ufak tefek beyin hasarları görülüyor. bunun da sebebi kalp gibi organların yavaşladığı vakitlerin azalması ve beraberinde yine benim çok sevdiğim konu olan beynin savunma mekanizmasından kaynaklı stres belirtileri (depresyon, obezite bu durumla alakalı). öyle ki meşhur fare deneyi vardır, farenin uyumasına izin verilmez taki 2 hafta sonra hayvan ölene kadar. bu deneyde fare neden ölmüştür? uykusuzluktan da olabilir uyuyamamanın getirdiği stresten de derler bilim insanları. yani direk uykusuzluktan ölüm gerçekleşiyor diyemiyorlar.

    insan aleminin en uzun süre ayık kalan insanı da bir çılgın lise öğrencisi. aslında uyku hakkında pek az şey biliyoruz çünkü hem yasalar, hem etik kurallar hem de gönüllü denek bulamadığımızdan araştırma yapılamıyor tam anlamı ile. neyse. bu arkadaşımız guiness rekorlar kitabına girmek için 1964'de 11 gün ayık kalmış. bizim için çok değerli datalar sunmuş. sonrasında önce birşey olmadı ya demiş ancak 2. günden sonra göz acısının, 4. günde yoğun hayallerin başladığını söylemiş. zaten son günlerinde konuşmuyormuş bile. bir dakikada konuşulanları unuttuğu ve göremediği raporlanmış. bundan önceki raporlanmış rekor 8 günmüş. 1959'da çılgın blues partisinde uykusuz kalan bir abimiz kedilerden üzerine saldıran elektonik çiplere çok çeşitli hayaller gördüğünü belirtmiş. yine fatal insomnia hastaları genel olarak 17-18 ay kadar (1.5 yıl) yaşadıktan sonra ölüyorlar. ama bu insanların pek çoğu birkaç günde 1-2 saat uyumayı başarıyor. ama bunlar dünya'da 70 milyonda bir bulunuyorlar.

    şu anda benim de içinde bulunduğum ruh halini tecrübe etmişsinizdir. artık normal günlerde uyuyup uyandığınız saate hiç uyumadan ulaştığınızda beyin panik içine giriyor. bu durum bize aşırı neşe, bolca enerji ve hormon salımı sebebiyle seks açlığı olarak dönüyor. bu durum yaklaşık 6-7 saat devam ediyor.

    bu durum bir illüzyon. siz performans artışı beklerken bu semptomlar beynin enerji tasarrufu adına bazı şartelleri indirdiğinin göstergesi. etkinliğini kaybeden sinir dokularının büyük kısmı bizlerin düşünmesini ve karar almasını sağlayan bölgeden başlıyor. saçmalama görülebilir yani, insan içinde çok dolaşmayın :) daha sonra sistemli olarak refleksler ve düşünce gücüne dair pek çok etkinlik kısıtlanıyor beyinde. öyle ki reflekse dayalı olmayan istemli kas hareketleriniz dahi (mesela kolunuzu kaldırıp indirmeniz) olağandan çok daha yavaş gerçekleşiyor. 36 saat falan geçtiğinde vücut abartılı yorgunluk sinyalleri gösterir. mesela bana olan şey genelde sanki saatlerdir yürümüşüm gibi bacaklarımın ağrıması.

    uyanma vaktinden sonra 48 saate geldiğinizde size yediklerinizden enerji sağlayan glükoz sindirimi durduruluyor. belki de beyin "hadi şimdi de uyuma da göreyim" diyordur. bunun yanında savunma sisteminiz durduruluyor.

    üçüncü gün ise işlerin ilginçleşmeye başladığı yer zira düşünmeyi, algılamayı bir yana bırakın halüsinasyonların görülmeye başladığı zaman burası.

    tüm bunların olması, yani sizin inatla uyumamanız beyin dahil fiziksel hasarlara yol açıyor. dahası, stres uzun dönem sürecek psikolojik sorunlara neden oluyor. ama şu güzelliğe bakın ki, tekrar günde 6-8 saat uyumaya döndüğünüzde bu hasarların tamamı iyileşme yoluna gidiyor, beyin dahil.

    burada pek az kısmını anlattım sanırım. zira günde 4-5 saat uyku ile hayatını idame ettirenlerin vücut sıcaklığını bile koruyamadığı biliniyor. ufak tefek ancak pek önemli sorunlara neden oluyor.

    önemli olan şeyler;

    - uyku bastırdıysa kafein gibi maddelerle geçiştirmeyin. enerjisi bitmiş vücudu zorlamak sizden yiyecektir. sonra kaslarım eridi, saçlarım döküldü dersiniz. yine de çok lazımsa b vitamini tüketin. uykunun zıttı gibi birşey.
    - uykusuzluk çekiyorsanız enerji veren gıdalara yönelin, biraz daha fazla yiyin yani.
    - uyuyamıyorsanız egzersiz yapın.
    - uyurken karanlık ortamda uyuyun. ışık, uykunuzun içine eder. hatta spor yapanlar için kas gelişiminin yarı yarıya yavaşlamasına neden olur.

    bir de power nap denen bir olay var. biz uyuduğumuzda kademe kademe beyin dinlenme moduna geçiyor. aşağı yukarı 15 dk'lık periyotlar bunlar. ve beynimizin saati varmış gibi derin uykuya 30. dakikada dalıyoruz. power nap ise 30 dakikadan az uyumak demek. 28 dk uyuyup hemen kalkın saatlerce uyumuş gibi dinlenmiş olursunuz. çünkü bu noktadan sonra uyanmak için yine kademeler gerekiyor. derin uyku mesela 4 saat sürüyorsa uyanma evresinde hafif uyku moduna geçip 30 dk da öyle uyumanız gerekiyor. buna dayanarak modern alarm uygulamaları 20-30 dk önceden hafifçe çalar, uyanma vaktinde sesini yükseltir.

    bu kadar bahsedince sonunda uykum geldi sanırım, tekrar deneyeyim.
36177 entry daha
hesabın var mı? giriş yap