3 entry daha
  • halihazırda bir haftasını doldurmuş bir misafir olarak sıcağı sıcağına yorumlarımı yapayım:

    resepsiyon, karşılama, kayıt işlemleri çok hızlı, lobide oturduk, limonatamızı daha bitirmeden bizi odaya götürecek mini araç hazırdı.

    mini araç dediğime bakmayın, adını bilmediğim bu golf arabaları otelde eliniz ayağınız olacak. o kadar geniş bir alana yayılmış bir otel ki shuttle servisleri olmadan odadan denize 20 dakika, yine odadan ana restoranta 15 dakika yürümeniz gerekiyor. günde 3 öğün çoluk çocuk hesabı da yaparsanız 2 saat (120 dakika) kaybetmiş oluyorsunuz. o yüzden sayısı az da olsa her daim dolu da gelse servisi bekleyin derim.

    odalar geniş, ferah ve konforlu. yatakları sert, banyoda bir küvet bir de duş var. her dilden tv yayını mevcut. odalarda internet pek çekmiyor ama diğer her yerde süper hızlı. kapıları açınca bile internet coşuyor nasıl iş anlamadım. minibarlar içerik için yeterli değil. 2 bira, 4 su, 1 kola, 1 diet kola, 2 meyve suyu, 1 cips, 1 gofret. bu kadar. daha önce konakladığımız yerlerde küçük içkiler koleksiyonu olurdu votkasından viskisine kadar, redbul olurdu, çerez çikolata filan. hani yiyeceğimizden değil de gözümüz doysun. banyoya diş fırçasından macununa, iğne ipliğinden tıraş setine kadar koyan adamların buna özen göstermesi lazımdı.

    aqua parkları akıllara zarar. sayısını bilmediğim ve daha önce görmediğim bir çok kaydırak vardı. botlu botsuz, çocuk bebek çeşit çeşit kaydıraklar. hele bir tanesi var ki kalp krizi geçirtecek kadar adrenalin ve heyecan yaptırıyor. eşimle en sevdiğimiz o oldu.

    çocuklar için olan aqua parklar yine muhteşemdi, eşimle biz bile onlarda çoğu zaman vakit geçirdik. (2 çocuğunuz varsa siz de orada takılacaksınız zaten) çocukların çoğu çıldırmış gibi eğleniyordu.

    çocuktan konu açılmışken kids club'a da girelim. sabah 10'da çocuğunu bırak, akşam 11'de al, ne çocuğun zamanın geçtiğini anlar ne de oradakiler. kendine özel açık büfe restorant ve masalarıyla, açık kapalı oyun alanlarıyla ve tüm gün aktiviteleriyle 10 üzerinden 10 puan. misafir çocuklarıyla düzenledikleri şovları ise çarşambaları amfitiyatroda sergiliyorlar. çocuğunuzu ilginç kostümlerle sahnede izlemek paha biçilmez. dünyanın en iyi aile oteli seçilmesine hiç şaşırmıyorsunuz. çünkü her şey aileler için.

    amfitiyatro demişken bir parantez de oraya açayım. bu otelin harikulade bir animasyon ekibi var. her akşam 21.30'da amfitiyatroda şovlarını sergiliyorlar. bir akşam opera/müzikal, bir akşam dans şovları, bir akşam yarışma, kuğu gölü, the beautiful and the beast derken her akşam koşa koşa oraya gidiyorsunuz. hepsi çok yetenekli insanlar.

    yemek çeşitleri bakımından çok iyi olmasına rağmen lezzet olarak aynısını söyleyemeyeceğim. lezzet nedense hiç tatmin etmedi bizi. daha iyisini beklerdik. fırın (pizza, pide vs) çok vasat. radisson çeşme'de kaldığımız 10 günün 5'inde pide yemiştik akşam yemeğinde. öyle güzeldi. ama burada nanay. ama aç kalmanız zaten mümkün değil, bizim gibi yemek saatleri ters olanlar için pool restorant ve beach restorantta a la carte yemek de bir seçenek. döner, levrek, hamburger, pizza, makarna gibi onlarca çeşit yemeği gün boyunca yiyebiliyorsunuz.

    içkide sınır tanımıyorlar. chivas, remy martin, hennessy, jagermeister... doya doya iç. ama efes var tuborg yok, burn var redbull yok. akşam yemeğinde iyi bir şarap rica ettiğinizde size bilmemkaç yıllık şeyler getirebiliyorlar. tebrikler. havuz başında, denizde, şezlongda, odada, barlarda, diskolarda, partilerde iç içebildiğin kadar. ama garsonların bazıları türk değil bir chivas içine iki buz istediğinizde iki chivas getirebiliyorlar. olsun onu da için.

    sayısını bilmediğim kadar çok havuzu var. 7 gün geçti hala kullanmadıklarımız var düşün. özellikle aqua park'ın ordaki jakuzili, köpürtülü, akıntılı, şelaleli bir dev havuz var. içinde saatler geçirip buruşana kadar çoluk çocuk yüzebiliyorsun. çok eğlenceli.

    denizi eh. 2 sene önce belek'den ağzımız yanmıştı ama antalya'ya bir şans daha verelim dedik ama nerde çeşme nerde fethiye nerde antalya. plajı ince kum değil, taşlık. denizi de doğal olarak taşlık. ama net bir temizliği yok. temiz ama bir şeyler eksik, suyun dibini görmeyince rahat etmeyenlerdenseniz beğenmezsiniz. ama yine de her gün (sabahları) girdik. öğleden sonra tavsiye etmiyorum.

    ekstra şeylerin fiyatları dudak uçuklatıyor. siz de (buranın genel müşteri prototipi olan) kazak bir dolar milyoneri değilseniz sizin de dudağınız uçuklayacaktır. örnek verelim: 6dk süren 9d sinema 60 tl (kişi başı), sahilde havuzda dolanıp fotoğrafınızı çeken güler yüzlü abilere verdiğiniz pozların her biri 20 tl. (yok çekerken almıyorlar, adınıza klasör açıp biriktiriyorlar tatil sonunda bir bakmışsınız silmeye kıyamayacağınız 150 fotoğrafınız var, eleye eleye 50'ye düşürüyorsunuz, sonra başlıyorsunuz pazarlığa :) özellikle cumartesi akşamları siyah/beyaz kıyafet konseptinde gala gecesi oluyor ve ne yapıyorlarsa acaip güzel/yakışıklı çıkıyorsunuz fotoğraflarda. gel de alma.

    misafir ağırlığı: rus>kazak>alman>belçika>kazak>türk>ingiltere>kazak>hollanda/danimarka>azerbaycan şeklinde. (bu istatistiği bir yarışma akşamı sunucunun saydığı ülke isimlerine karşılık gelen alkış sayısına göre yaptım.)

    ama her şeye rağmen tam bir aile oteli. çocuğunuzu seviyor ve onunla vakit geçirmekten hoşlanıyorsanız atlayın gelin eğlenin derim. ha bir de ayrılmaya yakın anket dolduruyorlar çekilişle kazanan bir çifte önümüzdeki yıl bir hafta konaklama hediye ediyorlar. bu entry'i okurlarsa kendilerine selam eder, saygılarımı sunarım. oda numaram 3301.
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap