• ahmet hamdi tanpınar'ın on parmağında on marifet, bu kez okumadan önce mürekkepli işaret parmağını yılan gibi sallayarak uyarıyor: bu diğerlerine benzemez sevgili kari, korkacak, hülasa lanetleneceksin, mamafih, hiçbir lahzada, okumadan edemeyeceksin.

    bu aralar hikayelerine sardım, paçayı kurtaramıyorum. karanlıkta geceyarısı kuşağı hikayesi. ahmet hamdi kim bilir ne kıvranmış bunu yazarken, bir yılanı, uzun bir geçmişin bakışlı oyuncusu yapmak kolay iş değil.

    gülümseyen ölüler daha korkutucu olur deseler inanılmaz ama öyle. hüzün, şaşkınlık, korku, endişe, çaresizlik olmadan ölünür mü? ölünürse ardından ne derler? eskilerin efsunlu cadısı artık deli, kaçık. aşk da kurtaramıyor musallatın öfkesinden: "bazı geceler, sırf onun uykusunu seyretmek için uyanırdım. beyaz bir gül gibi aydınlık yüzünün kapandığı rüyayı merak ederdim. saçlarını güzel bulurdum, çenesine, kaşlarının çapkın kavsine hayran olurdum; ve bir gün bütün bu güzelliklerden mahrum, sefil ve biçare yaşamanın acılığını düşünürdüm. dalgın, huysuz ve kederli olmağa başladım." hastane odasında bağırışların eşliğinde, yılışık bir yumuşaklık hissi daima bedeni sararken, kapının altından o bilindik karartı bekleniyor, kıvrak, donuk bakışlı, buyurgan; dans ederek öldürüyor.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap