6 entry daha
  • konu üzerine "belkis diligil as a wholesaler; belmondo engin as a retailer: a circular model" adı altında post doctoral tez vermiş arbalest üstadın üzerine laf söylemek haddimiz olmasa da 1984 yılına damgasını vurup türk sinema tarihine altın harflerle geçen bu nacizane masterpiece hakkında bir kac kelamı şöylece edebiliriz sanıyorum:

    filmin unutulmaz anlarından biri de körpecik minimini genc kızlarımızın; silah zoruyla kavanozlarca merkez efendi mesir macunu ve üzerine hafize sultan cezerye/ cevizli sucukları yedirilmiş gercek hayatlarında erektil disfonksiyon şikayetlerinden muzdarip; 60 - 70 yaşlarındaki emekli iş adamı tipli yaşlı amcalara raici üzerinden pazarlandıkları sahneler olup; yaşı kemale ermiş azgın amcaların "digel digel gınalım guzummm" şeklinde kızlarımızın üzerine atlamaları akabinde (wholesaler) belkis dilligil in "o-ha.! yavaş ol beyamca hahahaha" nidaları ile sümerbank pazen donları eşliğinde "nilgün saraylı" ve arkadaşlarının üzerine depar attıkları sahneler de mutlaka izlenmelidir; filmin üzerine başlık açılması gereken muhim bir karakteri olan yakışıklı ama embesil kötü adam belmondo engin ise bu dikey pazarlama sistemi içinde "distribution channel" (ya da yükleme boşaltma parkı) olarak görevini ifa etmekte amma velakin işini görürken sürekli huzursuz huzursuz hareketler yapması nedeni ile "gel sana bursa da bir badem şekeri yedirelim" diye kandırılıp uludag yolunda tabiata gübre olarak sunulmaktadır; bize çok ama çok şey öğreten bu filme bir kuşak olarak çok şey borçluyuz ve her fırsatta "yaşasın belmondo engin yaşasın ahu tuba" diyor yine de bu filmin hakkını ödeyemiyoruz
32 entry daha
hesabın var mı? giriş yap