4 entry daha
  • evvelsi gün kız istemeye gittik, isteme öncesi herkes gergin fakat inatla samimi bir ortam yaratmaya çalışıyoruz ve havadan sudan konuşuyoruz. kız tarafının da bir şayzer ablası varmış, bunlara çok iyilik yapmış keşke o da burada olsaymış. şayzer aşağı şayzer yukarı... ben ise şayzer'in almancada sıçıcı anlamına geldiğini düşünüp duruyorum. (scheisser)

    neyse aile büyüğü kızı istedi, istemek zorunda çünkü çocuklar 9 senedir çıkıyor ve bu sene de evlenemezlerse artık kendilerini benzin döküp yakacaklar. düğün için parayı anca denkleştirdik de kızı isteyebiliyoruz. kızın babası da birkaç gerik laftan sonra kızı verdi. verecek tabi çünkü çocuklar o kadar yıldır beraber, eli mahkum.

    kızı istedik, aldık, herkes rahatladı, gerçekten gevşedik. keşke şayzer burda olsa dedi gene biri. ben de o kadar gevşemişim ki "şayzer almanca'da sıçıcı anlamına geliyor" diye patladım ortaya. sessizlik oldu, insanların yüzündeki dehşeti gördüm. orada ölmek istedim, ama ölmedim. korktuk kızı geri alacaklar diye ama almadılar. bir şekilde gece bitti.

    demem o ki, kız isteme ritüelinde gevşemeyeceksin. hep gerik kal, hep tetikte ol. kendi evine gidince istediğin kadar gevşe.

    (bu arada kadının adı şaheser'miş de bunlar kısaltıp şayzer diyormuş.)
hesabın var mı? giriş yap