8 entry daha
  • kardeşim saydığım kıymetli badim.

    kendisiyle tanışmamız iranlı kadın şair hila sadeghi sayesinde oldu. tabi ki kadın tanıştırmadı bizi. o başlığa yazdığım entariyi görüp bana mesaj atmasıyla tanıştık. ben gibi iran kültürü hayranıymış, yazıştık da yazıştık. sonra bana geldi, ben ona gittim. şişeler de açtık, kafaları da çektik kaç kere. mezemiz rus ve fars kültürüydü hep. tadından yenmez muhabbetlere yelken açtık, coştukça coştuk.

    bu kardeşim üç alfabe bilir ve dört dile vakıftır. zehir gibi de bir zekaya sahip, maşallah hani. lakin, aklı kendisine pek yar değil. bir milyon şeye aynı anda el atmak gibi bir huyu var. adım adım gitmek diye bir şey bilmiyor ne yazık ki. böyle koştura koştura gidince de nereye gideceğini unutabiliyor şaşkın.

    geçen gün onun misafiriyim. bu sefer ki kuzumuz mastika. hem demleniyoruz hem de o muhteşem arşivinden örnekler dinletiyor bana. bir ara " bir şey izleteceğim abi" dedi ve biz geçtik bilgisayarının başına. açıyor bir video, anlatıyor da anlatıyor. hem türkçeye çeviriyor, hem de şarkının bilgilerini veriyor hızlı hızlı. ardından ekliyor; "bu değildi ama sana izleteceğim" sonra başka bir video klip buluyor, ona tıklıyor ve gene anlatıyor heyecanla ve elbette gene ekliyor; "abi bu da değildi aslında"

    beni böyle videolar arası akıl almaz bir hızla yolculuğa çıkarıyor, onu diyor, bunu diyor. ben daha birini yeni sindirmişken diğerine geçiyor, benim başım dönüyor falan filan...en sonunda bana dönüp şöyle diyor; "abi ben sana ne izletecektim yaa?"

    bizdeki popüler bir şarkının farsça ya da rusça bir versiyonunu bulduğunda kendini kaybediyor resmen. yalnız, kötü bir huyu vardı -şimdilerde yok artık- o da bizim şarkıları ruslar, iranlılar ya da rumlar söylemişse biz kesin onlardan çalmışız gibi bir heyecana kapılması. tamam, intihal konusunda kimse elimize su dökemez, bu konudaki hırsızlığımız dünyaca meşhur zaten. ama şu da var ki bizim kendimize ait şarkılarımızı onlar da söylemişler hani, kimi bize ait olduğunu belirtmiş, kimi belirtmediği gibi kendilerinin saymış vs. yani onlar da pek ak kaşık değil hani. neyse ki benim bu düşünceme ayak uydurdu kardeşim ve bir şarkının künyesi hakkında iyice araştırmadan etiketlememeye başladı. ona yakışan, bize yakışan da budur zaten.

    geceleri yatmadan ekşi duyuruya girer mesela. her gece olmasa da genelde yapar bunu. kim neyi arıyor, kimin çeviriye ihtiyacı var ona bakıyor, elinden gelenleri cevaplayıp öyle dalıyor uykuya. kendisi için yardımsever denmesinin altı çok dolu, çok ince. şimdi nasıl sevmeyeyim ben bu kardeşimi?

    bana söz verdi, daha çok entari yazacak çeviriler ve şarkılar üzerine. böylece ekşi duyurudaki gibi bir ya da birkaç kişiye değil, çok insana katkıda bulunmuş olacak.

    aslanım kaplanım benim o.
    eksik olmasın.
    amin.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap