5 entry daha
  • bana kalırsa, ki kusura bakma ama tam da burada bana kalıyor, kapı önlerine koyulan ölmüş insan ayakkabıları kadar keder taşıyan çok az şey var bu hayatta. koskoca alanda bir başına kalmış, dibi çöp dolu bir ağaç mesela. kimsenin girmediği deniz. kurumaya yüz tutmuş çiçek. bir de işte gülerken ağlayan ve ağlarken gülen insanlar. iki duygu arasında saliseler içinde gidip gelenler. özetle; manyaklar.

    mutsuzluk ete kemiğe bürünse adı kezban olurdu bence. erkeğin, kadının, havanın, masanın, suyun bile kezbanı var bu hayatta. görmek istediği zaman bakanlar göreceklerdir ki öyle görmek istediğinde her şey bir "kezban". kezbana kezban diyenler de kezban. bu yüzden çok kuvvetli teorilerim de gösteriyor ki kezbanlık = mutsuzluk. dolayısıyla mutsuz olmak aslında bulaşıcı bir ruh hali ve delirmeden ibaret. hiçbir şeyin sanıldığı kadar basit olmadığını algılamanız ile aslında her şeyin akıp yolunu bulduğunu görmeniz arasındaki hava muhalefeti. ikisi arasındaki o muhalefette deliriyorsunuz. bu yüzden havaları bozmamak için kimseyi mutsuz etmeyin. ama insanları mutlu etmek uğruna ruh sağlığınızdan da olmayın. sizi yoran, üzen ve size hiçbir şey katmayan insanlar antibiyotik gibiler. kutu bitince bol su içerek vücuttan atılmalılar.

    şahsen mutlu olmama engel bir şeyler var. muhtemelen o en büyük "şey" bizzat benim. ama var. ve olmaması nasıl mümkün bilmiyorum. insanın kendisinden memnun olmaması ve memnun olmadığı şeyi değiştirememesi, buna gücünün yetmeyecek olması çok çaresiz bir şey. çaresizlik, zayıflık gibi geliyor bana. hazmedemiyorum zayıf ve kırılgan olmayı. birine bağlanmayı, mutluluğun tek kapısının o insana açılmasını anlayamamakla birlikte kabullenemiyorum.

    mutsuzluğun tam tanımı olduğunuzda ve bunu anladığınızda kendinizden ve sizi bu hale getirenden nefret etmek için tüm şartlar sağlanmış oluyor. daha derin nefesler alıp, daha derin mahalle teyzelerine dönüşüyorsunuz o nefesleri verirken. olmak istemediğiniz şeylere dönüştüğünüzü gördüğünüzde "aslında gerçekten istediğim buna dönüşmekti de kendimi mi kandırıyordum yıllardır?" diye kendinizi sorgular buluyorsunuz. daha az gülümseyip, daha çok düşünmek hiçbir şeye yardım etmiyor. yapmayın.
36 entry daha
hesabın var mı? giriş yap